Giriş
(8)

starbucks'tan çekirdek alıp french press için çektirdik diyelim

Bruce
sonra çekilmiş kahveyi nasıl saklayacağım? özel bir aç-kapa sistemli pakete koyduklarını sanmıyorum, ben nasıl bir çözüm bulmalıyım? herhangi bir cam kavanoz iş görür mü, ya da pratik bir çözüm biliyorsanız duymak isterim. teşekkürler...
sonra çekilmiş kahveyi nasıl saklayacağım? özel bir aç-kapa sistemli pakete koyduklarını sanmıyorum, ben nasıl bir çözüm bulmalıyım? herhangi bir cam kavanoz iş görür mü, ya da pratik bir çözüm biliyorsanız duymak isterim.
teşekkürler...
0
Bruce
(27.02.18)
Özel bir aç-kapa sistemli pakete koyuyorlar.
0
angelus
(27.02.18)
@angelus, çünkü müşteri memnuniyeti diyosun, mantıklı. senin nezdinde bu hareketlerinden dolayı tüm starbucks ailesine tebriklerimi iletiyorum bunu düşündükleri için.
0
🌸Bruce
(27.02.18)
Aslında özel bir aç-kapa sistemli pakete koymuyorlar da aynı pakete koyuyorlar, sonra paketin etrafını şerit-mandal gibi adını bilmediğim bir aparatla kitliyorlar, sen kahve aldığında o kilidi açıp sonra tekrar kapatıyorsun tazeliğini böyle böyle bir süre koruyor ama çekilmiş kahve tazeliğini çok fazla koruyabilen bir şey değil, bir de her açıp kapattığında içine giren oksijen nedeniyle oksidasyon oluyor, o nedenle hiç çektirmeden direkt paketi alıp sonra az az öğütmek daha mantıklı ama onunla da kim uğraşacak.
0
angelus
(27.02.18)
pakette tutmak istemezseniz, soyle kaplarda sakliyorum ben hep:

www.martinezfinecoffees.com

pasabahce'de filan satiliyor.
0
miss creampuff
(27.02.18)
kahve dünyasında 250 gr filtre kahve alana ikinci 250 gr 50% indirimli diye mesaj gelince karamelli ve vanilyalıyı merak ettiğim için gidip bakayım dedim, normal çekirdekten çekti, plastik kilitli saman rengi kağıt poşetlere koydu. ama istediğin şekilde sakla; bir kere havayla temas etti mi en fazla 1 haftada tüketmen daha iyi diye biliyorum.
0
onemoremile
(27.02.18)
kahve dunyasi'nin kilitli ambalajlarindan 3-4 tane rica edin. starbucks kahvesini onlara bolusturun. en azindan hep ayni ambalaji acip kapatmamis olursunuz. surekli kullandiginizi da kavanozda tutarsiniz.
0
jimicik
(27.02.18)
Ihtiyaciniz olan sey bir adet teneke kutu. Turk kahvesi satan markalarin var ya, onlardan. Kahvenin isik almamasi lazim taze kalabilmesi icin. Isi da kalitesini dusuruyor. O yuzden ideali nemli olmayan, soguk ve karanlik bir yerde saklanmasi. Buzdolabinda kahve saklamak yanlis, eger agzi acilmis bir kahveyi koyuyorsaniz daha da yanlis, cünkü tüm kokulari cekecek buzdolabindaki. Her onleme ragmen evde kahveyi taze tutmak cok zordur, bu nedenle hep birkac haftada tuketebileceginiz kadar almanizi oneririm.
0
buf-e kür
(27.02.18)
bana kızabilirsiniz ama,

www.hepsiburada.com

5 seneyi geçti, kesinlikle parasını çıkarıyor ve sonuna kadar hakediyor.
0
tukenmez adam
(27.02.18)
(5)

en ucuz almanca öğrenme yöntemi

bovariette
app dışında en ucuz dil, spesifik olarak almanca öğrenme yöntemleri neler?
app dışında en ucuz dil, spesifik olarak almanca öğrenme yöntemleri neler?
0
bovariette
(27.02.18)
ebook bulup, google translate yardımı ile çalışmak

ebook olarak menschen serisine bakılabilir
0
cedex
(27.02.18)
ismek kursları.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(27.02.18)
ismek +1
0
ozgur bir kusun hatirati
(27.02.18)
schenke & seago - basic german

google'da ararsaniz pdf olarak da bulabilirsiniz kitabi.
0
miss creampuff
(27.02.18)
Birinci kuru duzgun bir yerden almak ve kotu/yanlis telaffuz riskini ortadan kaldirmak. Cunku ileride konusurken insanlarin sizi anlamasini bekleyeceksiniz. Sonra eger duzenli calisiyorsaniz duolingo`nun Ingilizce-Almanca´sini deneyin.
0
buf-e kür
(27.02.18)
(7)

Paris-Frankfurt Hızlı Tren Yolculuğu Hakkında

suppermaster
Temmuz ayında Paris'e gidicem, oradan da bi kaç günlüğüne Frankfurt'a geçmeyi düşünüyorum. Hızlı tren bileti araştırdığımda karşıma goeuro.com sitesi çıktı. Oradan biletlere baktım, istediğim tarihlerde, 1 yetişkin 1 çocuk gidiş dönüş fiyat 130 euro civarında. bunun dışında www.raileurope.com ve san
Temmuz ayında Paris'e gidicem, oradan da bi kaç günlüğüne Frankfurt'a geçmeyi düşünüyorum. Hızlı tren bileti araştırdığımda karşıma goeuro.com sitesi çıktı. Oradan biletlere baktım, istediğim tarihlerde, 1 yetişkin 1 çocuk gidiş dönüş fiyat 130 euro civarında. bunun dışında www.raileurope.com ve sanırım almanların tren firmasının sayfası olan reiseauskunft.bahn.de sayfasından baktım. Bu ikisinde de, goeuro.com'a göre daha yüksek fiyatlar çıkarttılar.

Bu hızlı tren seferlerinin orjinal kaynağı, satış yapılan sitesi neresi biliyor musunuz? sizin önereceğiniz bir site ve bileti alırken dikkat etmem gereken bir şey var mı? mesela alman sitesinden biletlere baktığımda, bazı seferler 6 saat filan gözüküyor, onlar hızlı tren değil sanırım ya da başka yerlere uğruyor o yüzden daha uzun sürüyor.

kısacası, daha önce böyle bir tecrübesi olan birileri yönlendirirse, sevinirim.
0
suppermaster
(26.02.18)
Onerecegim site: ltur.com

Bu siteden seyahat vaktinizden 2 hafta önce bilet bakarsaniz cok ucuza alternatif bulabilirsiniz. Ancak birkac ay once bilet alip, isinizi saglama almak istiyorsaniz size gore degil. Biletler 14 gün oncesinden ucuzlamaya basliyorlar. Mesela linkte 8 Mart Frankfurt-Paris var 70 Euro´ya: bahn.ltur.com


Orjinal kaynagi dediginiz sey? Tren Deutsche Bahn´in ise bahn.de; Euro´nun ise goeuro; Thales ise Thales´in sayfasi.
0
buf-e kür
(26.02.18)
@buf-e kür, son dakika olayı beni gerer, bi aksilik filan çıkarsa alamazsam, daha fazla sıkıntı yaşayabilirim. yine de teşekkürler

orjinal kaynağı derken, thy bileti alırken thy.com.tr yi kullanmak gibi.
0
🌸suppermaster
(26.02.18)
tgv sitesinden bak fransanın hızlı tren hattı. her yere gidiyor.

(git:www.sncf.com )
0
mikahakkinen
(26.02.18)
Almanya´da Deutsche Bahn disinda, birkac ozel sirketin daha trenleri var. Ama tren bileti alacaginiz gise ya da internet sitesi DB´nin. Surada 39 Euro´dan baslayarak fiyat sunuyorlar ve 16 yas alti cocuk ucretsiz: ps.bahn.de

Bu site disinda da bilet alabilirsiniz ama DB´nin tek bir sitesi var. ICE ile normalde 4 saati gecmiyor Frankfurt-Paris arasi. 6 saat sürende muhtemelen bir yerde tren degistiriyorsunuzdur. O rotada sadece hizli trenler var.

Ek not: Eger ltur´dan almayacaksaniz gidis donus 130 cok normal bir fiyat.
0
buf-e kür
(26.02.18)
ps.bahn.de sitesine bakıyorum da, seferlerin listelendiği sayfada chg (change) başlığı var, kimisinde, 0, 1, 2 yazıyor, bunlar aktarma mı oluyor? bir de çocukların ücretsiz olduğu bilgisini ben göremedim, acaba çok ileri tarihli bilet baktığım için mi?
0
🌸suppermaster
(26.02.18)
Bilet alirken seyahat edenlerin yaslarini da yazmak zorundasiniz, bunu yaparken Travelers bolumunde Adults, Children 6-14, Children 0-5 diye yaziyor. Sizin cocugunuz ise seyahat eden, o kutulardan cocugun yasina uyanina tik atacaksiniz: "Enter children travelling free of charge with their parents or grandparents. A separate booking has to be made for children who are travelling without their parents or grandparents. They will receive a 50% discount."

Chg evet aktarma. Aktarmanin ayrintisini, hangi sehirde kac dakika beklenecegini vs. seyahat alternatifinin yaninda beliren buyutece tiklayip gorebilirsiniz.
0
buf-e kür
(27.02.18)
Sabırla cevapladığınız için teşekkürler :)
0
🌸suppermaster
(28.02.18)
(6)

hatay'dan yemelik ne alınır?

tolga asp
iki günlüğüne antakya'ya geldim, dönüşte ofise eli boş gitmeyeyim dedim ama bişey bulamadım.iki gündür dolanıyorum aklıma bisey gelmedi, yiyecek olarak ne götürebilirim?
iki günlüğüne antakya'ya geldim, dönüşte ofise eli boş gitmeyeyim dedim ama bişey bulamadım.

iki gündür dolanıyorum aklıma bisey gelmedi, yiyecek olarak ne götürebilirim?
0
tolga asp
(25.02.18)
nolursun kurutulmuş domates ya da patlıcan al.
0
binder dandet
(25.02.18)
öksüzlerden lokum veya benzeri tatli bir sey al.
0
helenart
(25.02.18)
uzun çarşı bugün tamamen kapalı, kurutulmuş domates ve patlicani başka nerede bulabilirim?
0
🌸tolga asp
(25.02.18)
yerel köylü kadınlar diyeceğim ama tanımadığın bir yerden almak iyi olmaz.
0
binder dandet
(25.02.18)
Zahter.
0
buf-e kür
(25.02.18)
Koprubasindaki ferah kunefeden yolluk kunefe al, sirasini yaninda veriyorlar
0
jemjum
(26.02.18)
(16)

Müntehir kelimesini biliyor musunuz?

i was made for you
Ben bugün öğrendim, intihar eden kişi demekmiş, hoşuma gitti. Türkçede ne kadar ince anlamlı kelime varsa Arapçadan geliyor zaten.
Ben bugün öğrendim, intihar eden kişi demekmiş, hoşuma gitti. Türkçede ne kadar ince anlamlı kelime varsa Arapçadan geliyor zaten.
0
i was made for you
(24.02.18)
arapçayı gramer yapısı olarak bükümlü dil olması dolayısıyla ben de hoş bulurum ama "türkçede ne kadar ince anlamlı kelime varsa arapçadan geliyor zaten" kısmı çok saçma olmamış mı? ayrıca neresini ince buldun bunun, "intihar eden kişi" demekmiş işte, ince veya özel olan kısmı nedir? ince kelime dediğin schadenfreude falan olur, dilimizde olmayan bir kavramı veya duyguyu ifade eder vesaire. "intihar eden kişi"nin nesinde incelik var? arap hayranıysan orası başka tabii
0
der meister
(24.02.18)
bilmiyordum ama osmanlıca/osmanlı türkçesi bildiğim için gramer yapısından, anlamını bakmadan çözümledim.
0
wilhelmwasmuss
(24.02.18)
resmi evrakların vazgeçilmezidir bu kelimeler. neden bilmem.
0
acımasız gerçekler
(24.02.18)
Biliyordum. Bilmesem de yapısindan cozerdim.
0
aquarium
(24.02.18)
Arap hayranı olduğum şeklinde saçma sapan bir tümevarımı nasıl yaptın bilmiyorum. İnce bulmamın sebebi üç kelimeyle ifade ettiğimiz bir anlamı tek bir sözcüğe sığdırmaları. Bir de kulağa hoş gelmesi durumu var tabii, Arapça kelimeler özellikle Türkçeye geçmiş hâlleri ile öz Türkçe kelimelere göre çok daha ahenkliler.
0
🌸i was made for you
(24.02.18)
ne söylemek istediğinizi anladım. peyami safa romanları okudunuz mu ?
çok hoşunuza gidecek ifadelerle doludurlar bu konuda.
0
güneyli çocuk
(24.02.18)
bilmiyordum, açmadan önce intihar eden kişi diye tahmin yürüttüm.
0
La Femme D'argent
(24.02.18)
Peyami Safa'nın-Osmanlıca Türkçe Uydurmaca kitabını özellikle tavsiye ediyorum. İnanılmazdır. Bu nüanslar üzerinde saatlerce konuşur. Ayrıca Peyami Safa'nın tüm eserleri +1.

Sabahattin Ali de arada kullanır. Aslında 1940'lar öncesi yazarların çoğunun kitapları bu tarz naif kelimelerle dolu. Kelimeler arasında kaybolmaktan kitap okutmaz adama (mutluluktan)
0
slymene
(24.02.18)
Arapça+Farsça demek istiyorum. Bilhassa Farsça birleşik kelimeler hoşuma gidiyor. Söylediğin kelimeyi bilmiyordum, lakin yapısından intihar ile bağlantılı olduğu anlaşılıyor. (müNTeHiR - iNTiHaR)
Tıpkı zalim, zulüm, mazlum gibi. :)
0
thomson'un uzumlu keki
(24.02.18)
@güneyli çocuk, hayır okumadım ama bakacağım, teşekkür ederim. Ben de tam Ahmet Hamdi Tanpınar da kullanıyor diyecektim ki @slymene aynı şeyi söylemiş. Mesela şimdi Huzur'u açıp rastgele baktım, teşerrüf kelimesiyle karşılaştım, isim Bir kimse ile tanışmaktan onurlanma, şereflenme, şeref duyma. Bunun gibi kelimeler. Müstehzi kelimesini de çok severim basit bir anlamı olmasına karşın.
0
🌸i was made for you
(24.02.18)
Ilk defa duyuyorum
0
all girls dream
(24.02.18)
biliyordum ama bilmesem de yapisindan cozerdim +1

muktedir iktidar
muteber itibar
mukadder takdir
mubarek tebrik

gibi
0
supergirl
(24.02.18)
Biliyordum. Nahr köküne iftihal vezni geliyor, degil mi Osmanlıca bilenler? Vezinlerle kelime kurmak güzel bir ugras ama ince anlamlı bulmadım pek kendini öldürmeyi. Olsa olsa m ünsüzün güzelligindendir o. Dudaksı tüm ünsüzler biraz seksi. Maalesef Türkce'de de m ile bir tek kelime var.
0
buf-e kür
(24.02.18)
Türkçesi kendine kıyan. Bence Türkçesi daha güzel. Yapı ile alakalı olarak pek çok şeyi birden fazla kelime ile ifade ediyoruz.
0
taktikmaktikyokbambambam
(24.02.18)
kelimeyi ilk kez duydum ama yapisindan ne oldugu cikiyor.

m_n_t_h_r (intihar eden)

m harfi haricindekiler kelimenin anlamini ele veriyor. lisede mi ortaokulda mi ne gostermislerdi.

mustakbel, mushaf, muhakkak, muntazam vs. kelimeler hep boyle.
0
tabudeviren
(25.02.18)
Geçerken uğradım. "Türkçe'de ne kadar ince anlamlı kelime varsa Arapça'dan geliyor zaten" demek bence de çok anlamlı olmayabilir. Bu konuda pek çok örneğe rahatlıkla ulaşmak mümkün.

"Müntehir"in ne söylenişinde, ne anlamında ne de tınısında büyüleyici bir yan ben de göremiyorum şahsen.

taktikmaktikyokbambambam'ın da belirttiği gibi, bu sözcüğün Türkçesi çok daha güzel. Hem hayatımız boyunca "intihar eden kişi" kişi demeye kaç kere gereksinim duyabiliriz ki? Yabancı bir dilden sözcük alıp getirmeye değecek kadar bile değildir diye düşünüyorum.

Güzel bir konu olmuş yine de.. İyi akşamlar herkese.
0
hana bi
(25.02.18)
(11)

Ülkemizde Neden Yabancı İsme Sahip Yerli Firmalar Daha Çok Tutuluyor?

halitkin
Her firma için geçerli değil tabi ama genele bakıldığında bir marka yabancı isme sahip olduğunda alıp yürüyor sanki. Mesela sevenhill ilk olarak piyasaya yeditepe olarak girmiş ama işi tutturamayınca sevenhill'e dönmüşler.Onun dışında madame coco, enghlish home, golden rose, ramsey, gratis, happy mo
Her firma için geçerli değil tabi ama genele bakıldığında bir marka yabancı isme sahip olduğunda alıp yürüyor sanki. Mesela sevenhill ilk olarak piyasaya yeditepe olarak girmiş ama işi tutturamayınca sevenhill'e dönmüşler.

Onun dışında madame coco, enghlish home, golden rose, ramsey, gratis, happy moon's ve aklıma gelmeyenleri.

Bunun altında yatan sosyolojik nedeni gerçekten merak ediyorum. Aşağılık kompleksi olabilir mi acaba?
0
halitkin
(24.02.18)
buradaki bebeğe ism duyurularına bakarsan müşteri kitlesini az çok çözersin.
0
La Femme D'argent
(24.02.18)
hacıoğulları, hoca oğulları, özkan ticaret, murtaza turizm gibi kofti isimlerden hoşlanmadığımız için.
0
Photographer
(24.02.18)
yukarıdakiler +1

insanlarımız babacan tekstile para verdiğinde ıyy olabiliyor ama yabancı şekil bir isme aynı ürüne daha yüksek bir meblayı verse bile ıyy olmuyor.
0
basond
(24.02.18)
yıllarca şark kurnazı esnaftan tokat yediğinden ve gevurlar dürüst gibi bir algı olduğundna olabilir
0
oscar
(24.02.18)
Türkçe isimli de çok sevilen ve tutulan firmalar, markalar var.

Neye göre? Kime göre daha çok tutuyor sonucu çıkardın?

Yörsan, Erikli, Selpak, Kurukahveci Mehmet Efendi, Eyip Sabri Tuncer, Garanti Bankası, Mavi(Jeans), Derimod, ÇiçekSepeti, YemekSepeti...
0
idexo
(24.02.18)
Yabancı markalar çoğu zaman daha kaliteli deneyim yaşatıyor. Aşağılık kompleksi goygoyu aşağılık kompleksi olanların uydurması.
0
doxanikee
(24.02.18)
ürün olarak yabancı ürün iyidir anlayışı var, isim yabancıysa ürün de yabancıdır diye düşünüp araştırmadan yabancı isimli türk markalara yöneliyor o yüzden halk. ama bunun bize özgü olduğunu düşünmüyorum, yabancı olan ilgi çekicidir her zaman
0
nundu
(24.02.18)
Sociolinguistik 101.

Herhangi bir ''dil'' degil, büyük oranla İngilizce ya da Fransızca oldukları icin. Asagılık kompleksi ile alakası yok bence. Populer olan, daha cok ''guvenilir'', ''saglam'' markaymıs gibi kulaga gelen isimle satıs yapmak tabii daha kolaydır, tutulur. Yani Türkce tüm dünyada inanılmaz ilgi gören, herkesin ögrenmeye calıstıgı bir dil de, üretici, mekan sahibi vs. inadına mı Türkce isim kullanmıyor? Her yerde böyle. Dünya'da oncelikli söz hakkı olan, trend belirleyen ülkenin kültürü, dili ticari amaclarla kullanılır.
0
buf-e kür
(24.02.18)
bende yabancı adamın üçkağıtçı olma ihtimali daha az önyargısı var. ayrıca sevenhill battı :) (o sloganla batarsın tabi)
0
soft
(25.02.18)
Daha çok sonradan pazara giren firmaların tutunma için uyguladığı bir taktik olabilir.

Marka değeri yüksek Türk firmaları için geçerli sayılmaz. Örn. Yargıcı, Paşabahçe vb gibi
0
hana bi
(25.02.18)
happy moons un kurucusunun soyadi mutluay. bunu duydugumda girisimciligi biraktim galiba bu ulkede
0
kveldulv
(25.02.18)
(10)

Avrupa’da nasıl iş bulunuyor?

kompisko
Ülkelerin resmi sitelerini inceledim. Hemen hepsinde işçi arayan şirketin önceliği önce kendi vatandaşlarına daha sonra da avrupa vatandaşlarına vermesi gerektiği yazıyor. Bir süre ilan açıp 3 ay başvuru olmazda diğer ülke vatandaşlarını alabilir diyor. Ancak bakıyorum birçok türk avrupa’da çalışıyo
Ülkelerin resmi sitelerini inceledim. Hemen hepsinde işçi arayan şirketin önceliği önce kendi vatandaşlarına daha sonra da avrupa vatandaşlarına vermesi gerektiği yazıyor. Bir süre ilan açıp 3 ay başvuru olmazda diğer ülke vatandaşlarını alabilir diyor. Ancak bakıyorum birçok türk avrupa’da çalışıyor. Torpil mi işliyor? Yoksa kaçırdığım bir nokta mı var?
0
kompisko
(24.02.18)
Orada doğmuş büyümüş olabilirler. Orada üni okumuş olabilirler. Alanlarında çok iyi olabilirler ya da cvleri çok doludur. Bunun gibi bir çok sebep olabilir iyi yerlerde çalışan Türkler için. Zaten çoğunluk hizmet sektörüne sıkışıp kalmış.
0
but that was just a dream
(24.02.18)
Gidenler beyaz yaka %90 yazılım sektörü.

Almanya'da İsveç'te Danimarka'da falan maaşlar inanılmaz yüksek, maaş beklentisi de çok yüksek oranın kendi vatandaşları arasında.

Firmalar da ara kıdem elemanlarını Türkiye gibi ülkelerin nitelikli çalışanlarını daha az maaşa anlaşarak karşılıyor böylece. Yani 4000-5000 euro istiyor mesela elin yeni mezun Danimarkalısı, bizim alanında başarılı deneyimli Türk'e aynı işi soruyorlar 3000'e yapar mısın? Adam el mahkum koşa koşa gidiyor.

Bir diğeri de Türkiye'de uluslararası firmada çalışanların zamanla başka Avrupa ülkelerinde aynı firma bünyesinde çalışması.

Türk çalıştırmak mantıklı bu firmalar için maaşlardan ve vize durumundan ötürü. Ericsson İsveç'te Türk mühendisi çalıştırıyor mesela, bu adam cüret edip de başka firma ile görüşemiyor İsveç'te. Deport olma riski var permanent permit çıkmadan evvel.

Elim Bulgar'ından rumeninden daha kaliteli eğitime sahip zaten bu adamlar. İngilizce biliyorlar, akademik kariyerleri var vs.

Etrafımdaki Türkler genelde böyle.
0
bos gezenin bos ustasi
(24.02.18)
Yazılımcılar kolay gidiyor galiba. Uzak akrabamız yazılımcı genç bir çift daha yeni gitti mesela. Şirketin Türkiye ofisinde çalışıyorlardı öncesinde. Yani öyle işe başvurma, torpil vs olmadı.
0
catch the arrow
(24.02.18)
Şu sıralar yazılımcıysan çok kolay.
Bırak Almanca'yı İngilizce'yi bile doğru dürüst konuşamadan gelip burada ilerletiyorlar dil becerilerini.
İşinde iyiyse burada tutunma fırsatı var hakkaten.
0
chitosan
(24.02.18)
Bir arkadaşım (yazılımcı değil, wordü bile bilmiyordu) çalıştığı firma aracılığıyla gitti. Hani AB ülkelerinde istenilen kriterde bulamayınca AB dışından aranılıyor, çalışma izni göre çıkartılıyor falan diyorlar ya ben inanmıyorum. Arkadaşımın gittiği ülkede hali hazırda o ülkenin vatandaşı olan Türk arkadaşlarım var, çalıştığı firmada da vardı ama onu gönderdiler. Eğitim ve tecrübe olarak bile diğerlerinden daha düşük profildeydi. Şans herhalde.

Ek olarak
0
geçerkenugradım
(24.02.18)
yazilimci cok kolay +1
polonyaya gelmek isteyen backend (.net ve java)/frontend (angular/react) cilere yardimci olabilirim.
0
eksimtrak
(24.02.18)
Yazılımcılar tamam da networkculere ekmek yok mu
0
🌸kompisko
(24.02.18)
elbette networkculer icin de is var ama bu yazilim kadar degil. su anda calistiigim sirkete 2 network uzamani varken 10 yazilimci calisiyor. yazilim piyasasinda genisleme nedeniyle de calisanlar baska firmalara geciyor ve yer aciliyor. ama networkculer icin oyle degil, calisanlar genalde yillarca ayni is yerinde kaliyor. yazilimci icin bir diger avantaj ise is gorusmelerinde olcme ve degerlendirmenin kolay olmasi. ornegin network isinde teorik deneyim ve pratik deneyim birbirinden uzak olabiliyor, yani bir kisi teoride cok iyi olup pratikte zayif, yada pratikte iyi olup teoride zayif olabiliyor. bu da yurt disindan calisan getirecek firmalar icin bir risk oluyor, kimin iyi kimin kotu oldugunu ilk planda anlayamiyorlar. o nedenle genelde o ulkeden bilinmis firmalrda referansi olan networkculeri aliyorlar. ama yazilimda bu riske girebilyorlar, cunku isi bilen bir yazilimci birkac saatlik online interview, birkac saatlik pratik interview ile bir yazilimcinin iyi mi kotu mu oldugunu tespit edebilir, cunku yazilimda teori ve pratik diger islere nazaran birbiri ile ortusuyor. genelde torpil yok, herkes basvuruyor ya da turkiyede calistigi sirketin referansi ile gidiyor.

Bir diger onemli faktor ise calisma izni almak. o ulkede o is alaninda issizlik var ise calisma izni vermiyor devlet. ama ornegin almanyada yazilim, elektronik, elektrik, makina ve doktorluk alaninda cok isci acigi var ve calisma izni almak kolay oluyor. Bununla beraber network alaninda da is bulmak ve calisma izni almak cok da zor degil, o konuda da ihtiyac buyuk. Linkedin uzerinden is bulmak olasi.
0
emrahday
(24.02.18)
IT sektöründeyim, uzun zaman yazılım geliştirme tarafında çalıştım.

Şu ana kadar başvuru yapmadığım halde Lüksemburg, Danimarka, Polonya (birkaç kurum), Letonya ve en son geçen hafta Belçika'dan iş görüşme önerileri geldi LinkedIn üzerinden. Öte taraftan bundan 2 yıl kadar önce ben Polonya'da bir kuruma başvuru yapmıştım ancak mülakatta elendim. Özellikle Polonya'ya epey Türk gidiyor. Polonya'da bir süre kaldım, orada ciddi açık var yazılım tarafında. Kendi mezunları da özellikle İngiltere'yi hedeflediğinden yabancılara yönelmişler. Kısacası kaçırdığın birşey yok, düzgün cv hazırlayan, İngilizce konuşabilen, makul bir seviye tecrübesi olan insanların gitme şansı son derece yüksek.

Bunun harici Microsoft, Siemens, ING Bank gibi yabancı sermaye firmaların İstanbul ofislerinden Avrupa ofislerine geçenler de çok oluyor. Bence bu yöntem üsttekinden daha da kolay.

Son seçenek de Avrupa'da yüksek lisans yapmak. Muhtemelen ülkesine göre değişmekle birlikte, çalışma hakkı da verdiklerinden birçok Türk Avrupa'da rahatça çalışabiliyor.
0
Lethe
(24.02.18)
Avrupa'da ya da Kuzey Amerika'da master mesela? Torpil degildir hepsi ama, ilgili yerlerde tanıdıgının olması da büyük bir avantaj.

Türkiye'den bir tanıdıgızın alanda olması da avantaj. Söyleki, eyaletimdeki (alanımda) Türkiyeli calısanları ya tanıyorumdur ya tanıdıgını tanıyorumdur. En azından nokta atısı seklinde is ilanı yollarlar, katkıları olur hep.
0
buf-e kür
(24.02.18)
(5)

israil'de ne yapilir?

fakyoras
selam,henuz kesin olmamakla birlikte eger ayarlayabilirsem mart sonunda bir hafta israil'e gitme ihtimalim var. internette dise dokunur bilgi bulamadim :( 1- 5-6 gunum bos olacak. bu 5-6 gunde ne yapmaliyim? nerelere gitmeliyim? kudus'u gezdirecekler, bu 5-6 gune kudus dahil degil yani. 2- aklimda b
selam,

henuz kesin olmamakla birlikte eger ayarlayabilirsem mart sonunda bir hafta israil'e gitme ihtimalim var. internette dise dokunur bilgi bulamadim :(

1- 5-6 gunum bos olacak. bu 5-6 gunde ne yapmaliyim? nerelere gitmeliyim? kudus'u gezdirecekler, bu 5-6 gune kudus dahil degil yani.
2- aklimda bir ya da iki sehre gitme fikri var, biri tel aviv. baska bir yere gitmeye gerek var mi? hayatimizda bir kere gidiyoruz sonucta :)
3- sunu yapmadan donme dedikleriniz. her turlu bilgi faydali olur.
0
fakyoras
(24.02.18)
www.antoninaturizm.com

Bu tür şirketinin sahibinin bi programı vardı iz tv'de. çok güzel bir İsrail turu yapıyorlar. Linkte yazan yerlerden Masada ilginç gelmişti bana. Lut Gölü de olabilir. Yüzmek değişik bir şeymiş orda.
0
efreet sultan
(24.02.18)
Kfar Kama ve Reyhaniye adlı iki Çerkes köyü var çok güzel ve saygılı insanlar var.oraları ziyaret edebilirsiniz.
0
dakota
(24.02.18)
Gördüğün filistinli kardeşlerimize selam söyle bi zahmet. Yalnız değiller.
0
1adam
(24.02.18)
Cok guzel yenilir icilir. Gozunuzden iki damla yas akabilir, o kadar iyi yemekler.

Tel-aviv Kudüs arası ulasım kolay ve ucuz. Tel-aviv'e kesinlikle gidin. Simdi cok guzel bir oneri geliyor: Gıtmenize daha bir ay var ve muhtemelen Tel-aviv Greeter icin gec degil. Bu ucretsız ve dunyanın baska yerlerınde de uygulanan bır program. Ilgı alanlarınızı yazıyorsunuz ve size uygun bir ücretsiz rehber saglanıyor. Birkac saatlik bir gezi yapıyorsunuz. Benim gonullu rehberim tarih ve mimari hakkında cok guzel seyler ogrenebilecegim bir yuruyus rotası hazırlamıstı.

Tel-aviv icin diger onerilerim: Jaffa Port'da turlamak, Park Hayakon'da tembellik yapmak. Jaffa'da bit pazarı. Carmel'de gezmek, bol bol yemek icmek. Gidilecek spesifik cafe-bar onerisi de verebilirim ihtiyacınız olursa. Modern Sanat ile ilgileniyorsanız, müzeler ve sergiler de cok doyurucu.

Tarihle ilgileniyorsanız Bethlehem'e gidebilirsiniz.

Cöl turu yapabilirsiniz, cöl turunu cok ucuza Filistinliler ile yapabilirsiniz. Negev'den cok etkilenmistim.(Daha önce hic cöl görmedim.)

Eger sualtı dünyasına az cok ilginiz varsa, Eilat'a gidin ve dalıs yapın. Ben mevsim sartlarından dolayı yapamamıstım. Biraz internet arastırmasıyla, nasıl güzel oldugunu görebilirsiniz.

Ein Karem? Kudüs'e cok yakın, muhtesem bir antik kent.
0
buf-e kür
(25.02.18)
ölü deniz.
0
i dont know i dont care
(25.02.18)
(6)

Viski bozulur mu?

rahmi pinkfloydoglu
Gecen cumartesiden kalma, yarisi icilmis chivas, arabanin bagajinda cantanin icinde duruyor. Sallana sallana bozulmus mudur?
Gecen cumartesiden kalma, yarisi icilmis chivas, arabanin bagajinda cantanin icinde duruyor. Sallana sallana bozulmus mudur?
0
rahmi pinkfloydoglu
(23.02.18)
hayır.
0
caletti
(23.02.18)
bir şey olmaz. yarasın.
0
MtKrt
(23.02.18)
geçen cumartesi değil geçen milenyumdan kalmış olsa yine bozulmaz.
0
507
(23.02.18)
Bozulmaz. Gecen cumartesiden kalmaysa, cok cok az alkol oraninda azalma olmus olabilir.
0
buf-e kür
(23.02.18)
bozulmuştur, imha etmem için hemen bana gönder onu.
0
Photographer
(23.02.18)
kapağı açık kalmadıkça viskiye bir şey olmaz.
0
tukenmez adam
(23.02.18)
(7)

Dağcı ayakkabısı mı alayım napayım

her gece aç
Oxford ve Derby tipi ayakkabılarım var ama yağmurlu havalarda sıkıntı çıkarıyor. Hangi ayakkabıyı alirsam kaymaz
Oxford ve Derby tipi ayakkabılarım var ama yağmurlu havalarda sıkıntı çıkarıyor. Hangi ayakkabıyı alirsam kaymaz
0
her gece aç
(22.02.18)
Dağcı ayakkabısı alma, deri bir bot al, kaymayacaktır.
0
i was made for you
(22.02.18)
Hayvan derisi olmak zorunda degil ayakkabi suya dayanikli olmasi icin. Dr Martens ve genellikle o tarzdaki ayakkabilar kaymiyor ve su gecirmiyor. Mesela: www.drmartens.com
0
buf-e kür
(22.02.18)
Çakma deriler şık durmuyor, yoksa su geçirmezler tabii.
0
i was made for you
(22.02.18)
Dagci ayakkabisi alirsan buz pateni yaparsin islak yolda.
0
stavro
(22.02.18)
Al. Son senelerin modasi. Cat falan giyme çocuk gibi.
0
imelih
(22.02.18)
Solomon hiç giyilmemiş 43 numara harika bir ayakkabı var, almak istersen MSG at
0
nihilanth
(23.02.18)
Bottan ziyade iskarpin gibi resmi görünümlü ama kaymayan rahat bi ayakkabı lazım
0
🌸her gece aç
(23.02.18)
(5)

Dear/Hi

guneslihavalardacokmutluoluyorum
Yakşanlar. Hocaya mail atacağım, kendisi "hi" ile başlamış ben biraz daha resmi olacağım haliyle. Dear Billy, mi yazmalıyım?
Yakşanlar. Hocaya mail atacağım, kendisi "hi" ile başlamış ben biraz daha resmi olacağım haliyle. Dear Billy, mi yazmalıyım?
0
guneslihavalardacokmutluoluyorum
(21.02.18)
Cok riskli bence. Ben "Sayin Soyadi" yazinca cevapta "Sevgili buf-e kür" diyebiliyorlar ast-üst iliskisinden dolayi. Dear Mr. "Soyadi" klisesinden sasmamak lazim.
0
buf-e kür
(21.02.18)
akademide "mr. soyadı" kullanma.

direkt devam et "dear dr. soyadı" diye. o sana "adımla hitap et," diyene kadar "dear dr. soyadı"na devam.
0
sen git ben geliyorum
(21.02.18)
ay yapmayın:( "dear mr. soyadı" yazıp yolladım ama baktım adamın phd'si filan yok ki.
0
🌸guneslihavalardacokmutluoluyorum
(21.02.18)
lecturer mı yoksa öğretim görevlisi mi? phd'si yok ise ve hoca ise lecturer demek ki. ki onda mr. soyad demekte bir sakınca yok bence. sen hoca deyince ben direkt doktoralı biri varsaydım.
0
sen git ben geliyorum
(21.02.18)
hoca sana "hi" ile yazdı ise her türlü olursa kafana takma. karşılıklık ilkesi her daim iyidir.
0
helenart
(21.02.18)
(4)

Smoothie

basubadelmevt
Yeni blender aldık.Smothie filan da yapılıyormuş bununla gösteriyor.Beğendiğiniz tarif var mı?Şu an evde muz ve çilek var. Başka ne koyuluyor smoothieye?
Yeni blender aldık.Smothie filan da yapılıyormuş bununla gösteriyor.Beğendiğiniz tarif var mı?Şu an evde muz ve çilek var. Başka ne koyuluyor smoothieye?
0
basubadelmevt
(21.02.18)
Ben blenderda sevmediğim ya da çok tüketemediğim ama faydalı olan şeylerle çok sevdiğim şeyleri karıştırıyorum.

Mesela

ıspanak+ taze zencefil+ Brokoli+ Taze zerdeçal + kefir+ muz

Ispanak+ nar da güzel oluyor.

Enerji bombası istersen muz+ süt+ Şekersiz fıstık ezmesi çok güzel oluyor

Her türlü sebze ile muzu karıştırıp tüketebilirsin aslında. Genelde tek porsiyondan fazla meyve koymuyorum.

Tadını beğenmezseniz azıcık bal da atabilirsiniz.
0
neferkitty
(21.02.18)
Iyi bir makine ise: Muzu dondurabilirsiniz, donmus muz ile smoothieler kremamsi oluyor milkshake kivami tutuyor. Ben muz-cilek-ve bir kac dal taze nane derim.

Onun disinda mango ve dondurulmus orman meyveleri. Yazin muz yerine kavun koyabilirsiniz onun da kivami/tadi/kokusu smoothieyi güzellestiriyor.
0
buf-e kür
(21.02.18)
herkesin beğeneceğini sanmam ama ben birkaç sefer 'domates+biber+salatalık+maydanoz' gibi karışımlar yaptım.

mantık: akışkan salata
0
idexo
(21.02.18)
muz+süt+iki yumurta+fıstık ezmesi

bizim kalori için kullandığımız shake.
0
biravekahve
(21.02.18)
(5)

İsrail’e giderken dikkat edilecekler

fakyoras
Selam,Danismanim universitede yazdigim bir paperi bir konferansa gondermis ve kabul edilmis. Konferansa davet yazisi falan atmislar, mart sonundaymis. İsraile giderken dikkat etmem gereken neler var? İlerde beyrut’a filan da gidebilirim, israil vizesi varsa almiyorlarmis galiba, ne yapmak gerekiyor?
Selam,

Danismanim universitede yazdigim bir paperi bir konferansa gondermis ve kabul edilmis. Konferansa davet yazisi falan atmislar, mart sonundaymis.

İsraile giderken dikkat etmem gereken neler var? İlerde beyrut’a filan da gidebilirim, israil vizesi varsa almiyorlarmis galiba, ne yapmak gerekiyor? Gidince mescidi aksayi da gormek istesem gorebilir miyim elimi kolumu sallaya sallaya?

Cok mutluyum ya, uc sene once yazdigim sey bugun karsima cikiyor
0
fakyoras
(21.02.18)
Kadınlarına dikkat et: www.youtube.com

Kanunları absürt. Literal olarak yok yere erkekleri hapse düşürebiliyorlar.

Şaka değil
0
idexo
(21.02.18)
Merhaba,


Israil´e giderken, kabinici cantanizda/bavulunuzda -ozellikle paketsiz- yiyecek bulundurmamaya calisin. Cikista yaniniza almaniz sorun degil, sadece giriste sorun.

Giriste vizeniz oldugu icin cok uzun surmez saniyorum polisle gorusmeniz. Klasik sorulara hazirlikli olmalisiniz: Vizenizde yazsa bile, nicin geldiginiz, nerede kalacaginiz sorulari ya da Filistin´e gitme planiniz olup olmadigi (Olsa bile yok demenizi tavsiye ederim.) gibi...

Bunun disinda Türkiye´den gelen kisi zaten vize aldigi icin cok sorun olmuyor giris ve cikislarda. Beyrut´a gidecekseniz ileride, pasaportu degistirmeniz gerekebilir. Israil giris ve cikislarda pasaporta damga basmiyor, bunun yerine cikista gostermeniz istenecek bir kagit veriliyor.

Gidince El Aqsa´ya girebilirsiniz. Kolay bir giris icin TC kimliginizi yaniniza alin, oradaki hanede "Islam" yaziyor mu diye bakacaklar. Iki uc kez de, Fatiha oku ve Sehadet getir diyorlar. Ikna oluncaya kadar biraz cektirebiliyor sacma sapan vakifa bagli insanlar koymuslar girise. Sizin pesinize birini takmak isteyebilirler iceri girerken, sonunda size Kuran satmaya kalkacak ya da para vermenizi isteyecek. Burada dikkat edin.

El Aqsa ve kaziklamayi hobi edinmis Arap saticilar disinda, Israil´de ekstra dikkat etmeniz gereken cok bir sey bence. Hirsizlik orani cok az ama, yine de turistik yerleri gezerken dikkat etmeniz gerekir.


Ek: Beyrut olayina deginmeyi unutmusum. Bazi Arap ülkeleri, Israil´e giris cikis damganiz olmasa dahi (zaten damga diye bir sey yok. Ama diyelim ki vizeyi aldiniz ve seyahatinizden vazgectiniz.) Israil vizesi olan pasaportlulari almiyorlar. Bir arkadasimi nasil olduysa Lübnan´a almislardi ancak cikisi da 3 saat civarinda sürmüstü ve cok cektirmislerdi.
0
buf-e kür
(21.02.18)
Uçağın saatini kaçırma , bavulunu bir yerlede unutma, yolda bisküvi falan verenlerin bisküvilerini yeme.
0
scorpion37
(21.02.18)
vizeni ve giris cikisini pasaporta bastirmazsan arap ulkelerine girisre sikinti cikmaz, ama tabi beyruta kara yoluyla gececekseniz bilemedim. bence israilde takilin, anladigim kadariyla renkli bi hayati var adamlarin
0
kveldulv
(21.02.18)
pasaport meselesi var, israil damgası arap ülkelerine girişte problem oluşturuyor o yüzden giriş ve çıkışta damga istemediğini belirtmen gerekli o kadar.
0
pinkpeony
(21.02.18)
(3)

Erasmus hibesi hakkında

icanttellyouwhyiambreakingdown
SelamlarBu erasmus hibesi ile ilgili ortalıkta dönen birkaç görüş var. Malesef okul da çok yeterli bir danışmana sahip değil. Sorum şu ki: 23 Ects kredisine sahip ders aldım. Derslerin kaçından geçmem gerekir ki erasmus hibesinin yüzde 80’ini geri istemesinler. 1 dersten geçer diğerlerinden kalırsam
Selamlar
Bu erasmus hibesi ile ilgili ortalıkta dönen birkaç görüş var. Malesef okul da çok yeterli bir danışmana sahip değil. Sorum şu ki:
23 Ects kredisine sahip ders aldım. Derslerin kaçından geçmem gerekir ki erasmus hibesinin yüzde 80’ini geri istemesinler. 1 dersten geçer diğerlerinden kalırsam hibeyi geri ödemem mi gerekecek?
Minimum kaç kredilik dersten geçmek lazım?

Yanıtlar için teşekkürler şimdiden
0
icanttellyouwhyiambreakingdown
(21.02.18)
Merhaba. Bu konu okuldan okula değişmektedir. Bizim okul için dersleri geçme zorunluluğu yoktu. Sadece devamı vermek yetiyordu ama arkadaşımın okulunda hibenin kalan % 20'lik kısmını alabilmek için derslerin % 80'ini geçmek gerekiyordu. Bence Erasmus koordinatörünüze sorunuz bu konuyu.
0
beyaztenlikiz
(21.02.18)
Hibeyi geri istemek yeni mi çıktı? Olmaz öyle şey. Yanlış anlamışsındır.

Hibenin idaresi tamamen Erasmus ofisindeki görevlilerin elinde. Bizde;
- hibenin %80’i hesaba yatırılıyordu
- 30 ects alıp en az 20’sini vermek gerekiyordu
- 20 ects verirsen hibenin kalan %20’lik kısmını da yatırıyorlardı.

20’nin yanına bile yaklaşmadığı halde, kalan kısmın yatırıldığına şahit oldum :)

Hibe zaten yetmeyen bir para. Neredeyse bir hibe kadar daha orada harcamak gerekiyor. O yüzden hibenin geri istenmesi ihtimali çok mantıksız.
0
lazor
(21.02.18)
@lazor: Geri istemek teoride var, hatta anlasmalarimizda da yaziyor ama pratigini duymadim.

Eger belgeleri gec gonderdiysen bir kesinti yapabiliyorlar onun disinda cogu zaman sorun cikartmiyorlar. En az 20 kredilik dersten gecer not almak gerekiyor kesintisiz hibe icin.
0
buf-e kür
(21.02.18)
(6)

another duş / banyo anketi

ytse jam
Öncekileri de okudum ama daha spesifik sorularım olacak:Duş ve banyo şeklinde ayırıcı bir algınız ve farklı uygulamanız varsa veya yoksa:1. Ne kadar sürüyor bunlar?2. Ne sıklıkta yapıyorsunuz? Sabah mı akşam mı?3. Ayırıcı olarak neler yapıyorsunuz? Mesela duşta suya girip çıkmak mı sadece? Ya da saç
Öncekileri de okudum ama daha spesifik sorularım olacak:

Duş ve banyo şeklinde ayırıcı bir algınız ve farklı uygulamanız varsa veya yoksa:

1. Ne kadar sürüyor bunlar?
2. Ne sıklıkta yapıyorsunuz? Sabah mı akşam mı?
3. Ayırıcı olarak neler yapıyorsunuz? Mesela duşta suya girip çıkmak mı sadece? Ya da saç yıkamamak mı?

Ben kendim cevaplayarak başlayayım: Benim duş/banyo gibi ayırıcı bir algım yok yıkanma tipim tek. 10-15-20 dakika aralığında sürüyor oyalanma veya hızlı davranma durumuma göre ancak uygulamalar tamamen aynı. Zamanla geliştirdiğim son yöntemle sadece tamamen temizlenmiş olarak en kısa sürede çıkabilmek adına saça bir şampuan ve vücuda bir sabun şeklinde en az iki günde bir yıkanıyorum. Genelde Vüduca bir turu 3 defa lifi sabunlayarak 3 parça halinde yapıyorum çünkü derim biraz yağlı olduğu ve seyrek yıkandığım için tek sabun bütün vücuda yetmiyor. Gündüz işe yetişmeme engel olduğu için genelde akşamdan yaparım hep. Nemli dışarı çıkmamaya özen gösteririm ayrıca hastalanmamak adına.
0
ytse jam
(21.02.18)
1. 10 dakika, maksimum 15 dakika
2. işe gittiğim her gün sabahtan duş alırım. işe gitmiyorsam bile evden çıkacağım, birinin geleceği zaman duş alırım. bu sabahtan olmaz, daha çok dışarı çıkmadan, misafir gelmeden hemen öncesi olur. evden çıkmayacaksam, kimse de gelmeyecekse o gün duş almam. ama yine de 2 günden fazla dayanamam girerim. örneğin koca bir hafta sonu evde yatacaksam en son cuma sabah işe giderken duş almış olurum, cumartesi duş almam, pazar sabah da almam ama pazar akşam artık rahatsız eder, girer yıkanırım.
3. saça 1 şampuan, yukarıdaki gibi 2-3 gün yıkanmamışsam saça 2 şampuan, vücuda tek tur sabunlama. lif kullanmam, sabunun kendisini vücuduma sürer, sonra da ellerimle ovalayarak yıkarım, ardından durulanırım.
0
kibritsuyu
(21.02.18)
1. Ayrım yok, 10 dk civarı sürüyor
2. Her sabah. Çalıştığım günlerde akşam işten gelince +1, baya terlediğim bir iş. Sonraki sabah yalnız saçımı yıkıyorum.
3. Bir ayırıcı yok, duşlarım hep aynı otomatik. İhtiyaç hissedersem saçı iki defa yıkıyorum bazen.
0
senolll
(21.02.18)
Var.

3- Banyo saçın sakalın şampuanla yıkandığı, vücudun sabunla lifle foş foş (köpük efekti) keselendiği bir aktivite. Duş vücudumu komple ıslatan, sonra saç sakalın yine şampuanla yıkandığı, ardından vücudun elle (belki eklem yerlerinin sabunlu elle) çabuk çabuk ovalandığı eyleme verdiğim isim. Kendimi hala temiz hissediyor olmam gerek bunu uygulamam için. Genelde gusül abdesti için, o anlık rahatlık için yahut dışardan gelirken terlediğim için bu kolay olanı seçerim.

1- Banyo girip çıkmam arası 20 dk. Duş 10 dk kadar.
2- Yazın banyo her gün. Bazen gün içinde birden fazla kez duşa girmem gerekebiliyor duruma göre (o zaman şampuan kullanmıyorum toz toprak içinde kalmadımsa). Duş dediğim gibi birincil seçeneğim değil. Belli bir frekansı yok. Zamanım varsa banyoyu tercih ediyorum. Kışın banyo bir ya da iki gün atlayabiliyor. Kirli hissetmediğimde girmiyorum. Sokakta sarınıp sarmalandığım için, biraz yürüsem kış bile olsa terliyorum. Haliyle arayı açmaya fırsat da olmuyor.

Genelde akşamı tercih ediyorum. Çocukluktan kalma bir alışkanlık mı sabah acele etmemek için mi bilmiyorum :) Yazın sabahları da duşa/banyoya girebiliyorum. Kokmak gibi bir fobim var ve deodoranttı stickti kullansam bile diken üstünde olabiliyorum.
0
lazor
(21.02.18)
her sabah, mevsimden bağımsız olarak, duş yaparım. Yazın genelde iki defa yaparım. Gün içinde spor yaptıysam yine yaparım. Duşumu sabah aldıysam ve akşam özel bir işim varsa, bir buluşmaya gitmek vs gibi, yine duş yaparım. Benim için duş ve banyo arasında fark yok. Bazen hafta sonu hemen dışarı çıkmayacaksam, kalkar kalkmaz değil de kahvaltıdan sonra duş yaptığım olur.

15 dk civarı sürer. Saçlarım kısayken daha da kısa sürüyordu.
Saçımı şampuanlar, kremlerim. Krem saçımda beklerken, yüzümü temizleyiciyle vücudumu duş jeliyle/lif vs yıkarım. Sonra saçımı durularım ve çıkarım.

Kıvırcık/dalgalı saçlı olduğum için saçım bir kez kuruduktan sonra başka bir şey yapma şansım yok, eğer yeniden şekillendireceksem, tarayıp çıkayım falan yapamıyorum zira bütün dünyayı kaplayan yumak gibi bir şey oluyor. O yüzden yıkamam gerekli.
0
sopiro
(21.02.18)
1- Ayrım yok, 10 dakika civarı.
2- Normalde her akşam okuldan gelince yapıyordum. Bir süredir okulla ilişiğim olmadığı için sadece evdeyim, canım ne zaman isterse yıkanıyorum o yüzden.
3- Saçımı her defasında yıkamam çünkü gerek yok.
0
i was made for you
(21.02.18)
Dus ve banyo ayrimim var ama sanirim Almanca ogrendikten sonra olusan bir ayrim. Eskiden ikisini de ayni sey icin kullaniyordum sanirim.

Banyo yapmak: Ici kopuk kopuk bir kuvette ya da kisin birkac cesit yag(okaliptus, nane yagi vs.) ile gribe-sinuzite karsi hazirlanmis karisimda 15-20 dakika oyalanmak.

Dus almak: Ayakta yikanmak iste.
0
buf-e kür
(21.02.18)
(12)

sürekli aynı parfüm vs. her gün farklı parfüm

diffarentiationation
5 farklı parfümü var mesela kişinin, 5 gün farklı farklı sıkmak mı daha iyi etki bırakır insanlarda, bitene kadar aynı parfüm mü?özellikle erkekler için.
5 farklı parfümü var mesela kişinin, 5 gün farklı farklı sıkmak mı daha iyi etki bırakır insanlarda, bitene kadar aynı parfüm mü?
özellikle erkekler için.
0
diffarentiationation
(18.02.18)
Ayni parfümü kullanırım parfüm bi nevi imza gibidir
0
all girls dream
(18.02.18)
Her gün farklı parfüm sıkmak kadar saçma bir şey yok.
0
kablelvuku
(18.02.18)
ya, bunlar kilikla, mekanla alakali.
0
e haliyle
(18.02.18)
Kıyafete bağlıdır bu.
Çok klasik, iki dirhem bir çekirdek giyinirsen parfümünü de bir tık daha iddialı kullanabilirsin.
Spor giyindiğim günlerde daha hafif bir parfüm kullanıyorum ben.
0
chitosan
(18.02.18)
Mekana baglidir. Ise giderken kullanilan parfüm, arkadaslarla çikilirken ya da daha özel bir durumda kulanilan parfüm farkli olabilir. Is için, mevsime göre, hava durumuna göre degisik parfümler kullanilabilir.
0
pinocchio
(18.02.18)
Hep aynı parfüm. Kokuyu alan x’in kokusu bu diyebilmeli bence
0
hernezıkkımsa
(18.02.18)
1-standart yaşam parfümü orta bütçeli
2-spora gittim kokmayayım parfümü düşük bütçeli
3-özel gün beni beğensinler parfümü yüksek bütçeli
4-özel gün işi bana versinler parfümü yüksek bütçeli
0
dedim dedim de kime dedim
(18.02.18)
Bunun belli bir standardı yok, ortama ve ruh haline göre değişir. Misal ben tek parfümle hayatta yaşayamam, canım arada değişiklik ister. Ancak genelde kullandığım parfüm bellidir (iki parfümü karıştırıp sıkıyorum aslında). Diğerlerini de ruh halime göre zaman zaman.
0
i m cool with that
(18.02.18)
Farklı ortamlar için farklı parfümler tercih edilebilir, hatta farklı mevsimler için değişmesi daha iyi bile olur ama her gün işe giderken farklı parfüm sıkmak çok iyi bir fikir değil bence. Mont, atkı vs gibi birden fazla kez yıkamadan kullanacağız şeylere bir parfüm kokusu sinmişken ertesi gün farklı parfüm sıkmak hoş olmayabilir. Kokular karışır, o gün özellikle kokmak isteyeceğiniz biçimde kokmayabilirsiniz.
0
pike
(19.02.18)
Her gün aynı olması gerekmiyor bence. 5 gün farklı farklı olması da bir o kadar saçma ama.

Ben kışın daha çok kışlık parfümlerimden, o günkü ruh halime ve giydiğim kıyafetin spor olup olmadığına göre de yazlık sayılabilecek daha fresh parfümlerimden sıkıyorum. Sürekli aynı parfümden sıkılırım. 5-6 çeşit parfümüm var kafama estiği gibi takılıyorum.
0
chicha
(19.02.18)
Okulda-is yerinde insanin ayni kokmasi, her gün farkli parfum kullanmamasi daha hos bence, akilda kalici oluyor.

Bitene kadar ayni parfumu kullanmak icin, yaz-kis ayni parfumu kullanmak gerekiyor ki, hic iyi bir etki yaratmaz agir bir kis kokusunu yazin sicaginda kullanmak ve insanlara bas agrisi vermek.
0
buf-e kür
(19.02.18)
aksam/gunduz farkina gore farkli parfum kullanirim, gittigim yere/duruma gore farkli parfum kullanirim...

ama sureklı ayni parfumu kullanan cok tanidigim var
0
kamyonsans
(19.02.18)
(10)

Bisiklet & diz agrisi

seyyar satıcı
Bisikletle acemi yokus yuksri ciktim vitesleri ayarlayamadim Sanirim ondan sonra oldu iki aydir dizlerimse agri var o gunden sonra bisiklete de binmedim bu agri gecer mi yoksa doktora gorunmem gerekie kiSakat kalmayiz dimi genc yasta:)
Bisikletle acemi yokus yuksri ciktim vitesleri ayarlayamadim
Sanirim ondan sonra oldu iki aydir dizlerimse agri var o gunden sonra bisiklete de binmedim bu agri gecer mi yoksa doktora gorunmem gerekie ki

Sakat kalmayiz dimi genc yasta:)
0
seyyar satıcı
(16.02.18)
geçmiş olsun kanki, 2 ayda geçmeyen ağrı hiç geçmez, doğru doktora.
0
killerbee
(16.02.18)
Uzun suee oturunxa agriyor dizler. Uzatinca vs biraz daha rahatliyorm is yerinse ayaklarimi birseyin ustune yuksege koyuyorum. Oyle cok bir agri yok bazen geviyor bazen tekrarliyor. Nasil bir agri uzun sure ayaklar yorulunca olusan agri gibi tesekkurler
0
🌸seyyar satıcı
(16.02.18)
Kesinlikle ortopediye gitmeniz gerekiyor. Ben de bisiklet surmeye ilk basladigimda seleyi cok asagida tuttugum icin dizim ilk bir kitladi sonra turda agridan pedal cevirmem cok zorlasti. Simdi ne zaman zorlasam biraz agrir, cunku oradaki enfeksiyon tekrarliyormus. Kisacasi doktor "Tanri diz uzerine pek calismamis; 18 yasindan sonra pelte olabiliyor diz." dedi.

Iki aydir dizinizde agri varsa ve bu bisiklete binmezken bile oluyorsa kesinlikle gidin doktora.
0
buf-e kür
(16.02.18)
doktora geçmeden geçmez o ağrı, arkadaşı bizzat tanıyorum, kendi kendine şifa bulabilen birisi değil
0
killerbee
(16.02.18)
@killerbee ayaklarimiz guclensin spor olsun diye bisiklete binerken sakatlamasam bari. Ama bu agri oldugunda bisiklet sonra mac sonra daha tirmanma zorladim.
0
🌸seyyar satıcı
(16.02.18)
Ben de kitlama olmadi. Ama sanirim.koltuk asagida idi biraz.
0
🌸seyyar satıcı
(16.02.18)
valla bence sen şansını zorlama, diz için gidersin de beli de zorlama, sonrası kötü biliyosun.
0
killerbee
(16.02.18)
Gidecegim zaten uzun sure olmasi korkuyor su an cok engel degil ama bastan mahvedersem.korkusu
0
🌸seyyar satıcı
(16.02.18)
doktora git, bakıp duruma göre egzersiz ve dizlik önerir muhtemelen. öncesinde internetten bakıp evde basit egzersizleri de deneyebilirsin.
0
yuto
(17.02.18)
Bir de bisikletle giderken yüksek kadans diye bir kavram vardı. Dizlerin bu tür ağrılara karşı incinmemesini sağlıyordu.
0
ceyhan prensi adana
(17.02.18)
(6)

milka ve domuz yağı?

yemrem
Ukraynadan hediye milka geldi. İçinde domuz yağı var mıdır? Milkanın yurtdışında satılan herhangi Bir ürününde domuz yağı var mı?
Ukraynadan hediye milka geldi. İçinde domuz yağı var mıdır? Milkanın yurtdışında satılan herhangi Bir ürününde domuz yağı var mı?
0
yemrem
(16.02.18)
www.google.com.tr

Şu logolardan birini paketin arkasında ara, bulamazsan helal değildir.
0
i was made for you
(16.02.18)
ustunde "kosher" damgasi varsa domuz yagi icermez. yoksa, olabilir.
0
cooperr
(16.02.18)
almanya'daki milka'yı müslümanlar (muhafazakar müslümanlar diyelim) da yiyor aşırı radikal değilse. ama haribo'yu yemezler mesela.
0
burya
(16.02.18)
Yok. Kaynak:www.milka.de

Emulgator soyadan ya da bitkisel yaglardan yapiliyor genelde. Hariboda domuz jelatini kullaniliyor. Sigir jelatinli ya da hic jelatin kullanmadiklari urunleri de var ayrica Almanya´da.
0
buf-e kür
(16.02.18)
İçindekiler kısmında yazar.

Genellikle çikolatada ya bitkisel yağ bulunur, ya hiç ek yağ olmaz kakao yağının kendisi bulunur ya da süt proteini, süt tozu veya sütten elde edilen yağ(tereyağı) bulunur.

Domuz yağı olmaz çikolatada.
0
bos gezenin bos ustasi
(16.02.18)
soruya cevap değil ama illa domuz yağı bakmayın domuz jelatini de çok kullanılıyor. Cadbury'nin pudding tarzı çikolatalı, muzlu küçük kaselerde tatlıları vardı, uzun süre tüketmiştim içindekilere bakmaya tenezzül etmeden, meğerse domuz jelatini varmış içinde
0
freedonia
(18.02.18)
(16)

Herkesler mi Balkan Göçmeni Şimdi?

bos gezenin bos ustasi
Bir ben miyim dededen muşlu olan?http://i.hizliresim.com/PlOOP8.jpg
Bir ben miyim dededen muşlu olan?

i.hizliresim.com
0
bos gezenin bos ustasi
(16.02.18)
bizde bir iki komşu köy dışında hep aynı köylü. :D adamlar il bile değiştirmemiş.
0
elorelia
(16.02.18)
annem aynı köy, babam aynı mahalle (ikisi de aynı ilçe) 1840 en eski kayıt
0
burya
(16.02.18)
hükümetten yugoslav açılımı bekliyorum. varsa yoksa kürtlere. pozitif ayrımcılığa karşıyım.
0
La Femme D'argent
(16.02.18)
benim sülale de kazık çakmış sağolsunlar. bırak ili, ilçe bile değiştirmez misin ya ilçe?

zamanında birisi komşu ilden biriyle evlenmiş, en büyük yaramazlık o olmuş koca 200 senede. yazıklar olsun.
0
cay koy geliyorum
(16.02.18)
1849 çıktı en eski,isimler falan demişik sadece Elvida var bi tane mesela büyük büyük büyük anaannem
SİNCE 1849 milli ve yerliyiz :p
0
gündüz m
(16.02.18)
Ben bir dedemden hicbir yerliyim, ne olacak? Kendisi Kuzey Kafkasya´dan miras paylasiminda sorun ciktigi icin kaciyor, adini degistiriyor falan fisman.
0
buf-e kür
(16.02.18)
bu kadar balkanlı çıktıktan sonra onun da bir esprisi kalmadı. kafkas köken daha cool.
0
doxanikee
(16.02.18)
bana sürpriz olmadı en uzak kars var işte :)
0
douglas
(16.02.18)
Hayır bizler saklandık. Utancımızdan söyleyemiyoruz bile. En iyisi ben göçeyimde benden sonra gelen olursa onlar göçmen sayılır en azından.
0
uyusam iyi olur
(16.02.18)
Kafkas köylüsü +1
Gerçi babamın dedesinin doğum yerine sohum yazmışlar ama orası sürüldükleri yer olduğu için atavatanda yaşayanlardan öğrendiğimle konuşuyorum.
Anne tarafı da, ananemin tarafı da, babanemin tarafı da aynı; sadece onlar daha erken gelmiş. Anlayacağınız safkan elbruz atıyım, balkan da neymiş..
0
Bruce
(16.02.18)
sülalede of dışında doğan ilk kişi benim, urla'da doğarak kaliteyi yükseltmişim bi anda. bizim aile zaten karadenizden baya ünlü bi aile, 7 kuşak oflu olduğumuzu biliyordum, beklediğimin aksine bi şey çıkmadı.
0
nundu
(16.02.18)
biz de macırız:)
0
nothing in my way
(16.02.18)
herkes göçmen değil sadece göçmenler bunu övünülecek bir şey zannedip yazdığı için öyle görünüyor,
0
gezegen olan pluton
(16.02.18)
1800'lerden beri benim anne baba dahil herkes aynı köyde doğmuş, zinciri ilk kıran ben sonra kardeşim olmuş.
0
dedim dedim de kime dedim
(16.02.18)
ben de yunanistan göçmeniyim. mavi gözlerimden sarı saçlarımdan belli oluyor ama zaten.
0
pinkpeony
(16.02.18)
aynı çevrede dönüp durmuş bizimkiler de. 200 yıllık gakgoş çıktık.

atadan (dolayı) bir, selanik damarı olsun isterdim. onun dışında memleketimden, ailemden, toprağımdan yana bir şikayetim yok. tabii silme akpli olmasından başka :) tabii bir de cehalet ve yobazlığın çok olması :)

geçmişim rum da, ermeni de çıksa gocunmazdım. yine gocunmuyorum. kimseye zararımız yok; hırsız değiliz, arsız değiliz. daha ne?
0
runagain
(17.02.18)
(7)

Lisans bitince yüksek mi iş mi ara vermek mi?

lolita
İyi akşamlar duyuru sakinleri,Bu dönem lisansı bitiriyorum. Aklımda hep bitirdiğim gibi bir yüksek lisansa başlamak vardı, bu yüzden yurt dışında birkaç programa başvurmaya çalışıyorum şu günlerde. Öte yandan son zamanlarda aklıma ara vermek gibi fikirler de girmeye başladı. Üniversite ve lisede oku
İyi akşamlar duyuru sakinleri,

Bu dönem lisansı bitiriyorum. Aklımda hep bitirdiğim gibi bir yüksek lisansa başlamak vardı, bu yüzden yurt dışında birkaç programa başvurmaya çalışıyorum şu günlerde. Öte yandan son zamanlarda aklıma ara vermek gibi fikirler de girmeye başladı.

Üniversite ve lisede okuduğum hazırlıklar yüzünden hiç sınıfta kalmamış olmama rağmen 25 yaşındayım. Ki bu da beni biraz düşündürüyor, nitekim önümüzdeki eğitim yılında bir yüksek lisansa başlarsam bitirdiğimde 27 yaşında, part-time işleri, bir-iki aylık stajları saymazsak herhangi ciddi bir iş deneyimi olmayan bir insan olacağım. Öte yandan bir işe gireyim desem, ki hangi alanda çalışmak istediğimi de pek bilmiyorum, belki yüksek lisans fikrinden iyice uzaklaşacağım ve iş döngüsünden çıkamayacağım. Bir de sevdiceğim Almanya'da doktora yaptığından ondan uzak olmak da istemiyorum, hem zaten takdir edersiniz Türkiye'de yaşam da tatmin edici olmaktan hayli uzak. Bu yüzden iş bulayım desem onun için de yurt dışına yöneleceğim, ki bu da ne kadar kolay olur bilmiyorum.

Benim gözlemlediğim kadarıyla Avrupa'da sosyal bilimlerde okuyan öğrenciler yüksek lisans yapıyorlar genelde. Ama kendi durumuma bakıyorum, Gsü'de 6 yıllık karşılaştırmalı edebiyat ve dilbilim bölümünde okudum. İki tane lisans yapılır normal şartlarda bu süreçte Avrupa'da. Ama hiçbir şey öğrenmemişim gibi hissediyorum. Şimdi bunun hemen ardından yine akademide devam etmek çok mu yorucu olur diye düşünmeden edemiyorum. Fakat iş aramak/işe girmek de aynı şekilde bir o kadar yorucu ve yıpratıcı olabilir. Bir de yüksek lisans yapmak istememin esas sebebi artık nihayet doğru düzgün bir eğitim alabilmek ve hayatta ne yapmak istediğimi görebilmek için kendime zaman tanımak. Bilmiyorum çok karışık her şey... Ne dersiniz?
0
lolita
(15.02.18)
Bence maddi durumun kurtariyorsa yuksek lisansa basla. Cunku ise baslarsan yuksek lisansi erteledikce erteleyeceksin. Almanya da sartlar nasildir tam bilemem ama tc de ozel sektorde calisip yuksek lisans yapmak cidden cok cok zor
0
lucky strike
(15.02.18)
Para kazanmaya ihtiyacınız yok gibi görünüyor. Şu durumda yüksek lisans daha mantıklı.
0
dissendium
(15.02.18)
bende 25inde mezun olup, yükseğe başlayıp henüz mezun olan birisiyim. ben mühendislik mezunuyum. şimdiki aklıma olsa önce işe başlar sonra yükseğe girerdim. ama sosyal bilimlerde mezun olan birisi için bu tam tersi oluyor sanırım. bana kalırsa yardım dönem iyice düşün taşın, kararını ver.

eğer yapabilirsen önce işe sonra yükseğe gir derim.
0
false pretension
(15.02.18)
Almanya´da normal sartlarda iki lisans bölümünden mezun olunuyor. Müzisyenler ve tipcilar disinda cok cok buyuk bir cogunlugu lisans ogrencilerinin iki bolumden mezun olmadan BA bitiremez. Karsilastirmali Edebiyat ve Dilbilim okuduysaniz, YL yapmanizi ve de bu sirada iyi yerlerde staj ve part-time is kovalamanizi oneririm. Yasinizin abartilacak bir tarafi yok, eger Avrupa´da egitim gorme hayaliniz varsa 30´dan sonra daha da cok zorlasacak kurulu duzeninizi birakip ara vermek.

Ben de Türkiye´de TDE okudum, 28 olacagim yakinda ve ancak yaziyorum YL tezimi Almanya´da.
0
buf-e kür
(15.02.18)
Türkiye'de yaşamayı planlıyorsan iş. Eğer yüksek lisansın kariyerde ilerleme için gerekli olduğu işlerden birinde çalışmayacaksan ya da askerden kaçmıyorsan yüksek lisans değil iş tecrübesi çok ama çok daha önemli.
0
nawar
(16.02.18)
Is bulabiliceksen her zaman en mantiklisi ise girmektir. Ama karşılaştırmalı edebiyat ve dilbilim okuyan birisi ne is bulabilri bilmiyorum. Yuksek lisansta daha pratik bir alana yonelmedikce bir faydasi olmaz, sadece hayata atilma surecini ertelemis olursun.

Eger ailevi baglantilar vs gibi seylerle ic acici bir ise girebiliyorsan kesinlikle calismaya basla. Yoksa da yuksek lisansi niye yapmak istedigine karar ver. Yeni bir kariyer mi istiyorsun? Akademiye mi girmeye calisacaksin? Yoksa sadece zaman gecirmek icin mi?
0
hot potato
(16.02.18)
size "şunu yapın" diyebilecek yetkinlikte/durumda değilim ama şunu söylemek istedim: 23 yaşındayım, rus dili ve edebiyatı hazırlık sınıfındayım. bir yandan da almanca öğreniyorum çünkü lisansı bitirdikten sonra almanya'da linguistik ya da yine slav dilleri alanında yüksek lisans yapmak, nefesim yeterse de sonrasında doktoraya devam etmek istiyorum.

20-23 yaş arasında bu fikir bana o kadar korkunç geliyordu ki daha lisansı bitirmeden tam zamanlı iş bulabilmeyi istiyordum, hani bir an önce her şey bitsin de para kazanayım... bu endişe, gerçekten okula gidip okumaya başlayınca kayboldu açıkçası. aç ve açıkta kalmadığım sürece şahsen 30'uma kadar okumaktan gocunmam, sonuçta istediğimiz şey yurtdışında yüksek lisans yapmak, 4 yıllık bölümü 14 senede kantinde çay içerek bitirmek değil ki.

etrafıma bakıyorum, 30'una kadar okuyan ve devamında çok başarılı olan insanlar var. benzer şekilde, 30'una gelip hala okuyan ve mutlu olan, para kazanan insanlar var. yani bence alanınızı seviyorsanız, avrupa'da YL yapma şansınız da varsa bence değerlendirin. kolay olmayacaktır ama bu dandik ülkede işe girmekten daha kötü de hissettirmeyecektir diye düşünüyorum.

ben kendi alanımı çok seviyorum ve bu alanda bir şeyler üretebilmeyi, maymunlara sensör falan takıp "KONUŞ MAYMUN!!!11!!" diyen ÖNLÜKLÜ BİLİM İNSANI olabilmeyi vs. çok isterim mesela ama almanya'dan bana teklif gelse, deseler ki kankito sana sosyal haklarını ve her ay 1750eur garanti maaşını veriyoz, sabah 9 akşam 5 çalışacaksın, lidl'de kasiyersin. düşme, yükselme yok. arkama bile bakmadan kaçar giderim şerefsizim.
0
der meister
(16.02.18)
(4)

ankara'da yaşayanlar-okuyanlar

mind mischief
ankara'da yaşayanlar-okuyanlar neden ankara?
ankara'da yaşayanlar-okuyanlar neden ankara?
0
mind mischief
(15.02.18)
turkiye'de iyi egitim almak icin buyuk sehirde yasaman sart. istanbul'da bes sene yasadim ve nefret ediyorum oradan. ben de bolum ve okul dolayisiyla ankara'ya sicak bakiyordum, sehre de sempatim vardi. alti ay falan oldu geleli, kesinlikle hayatimda verdigim en dogru karar oldugunu dusunuyorum.

uzun lafin kisasi, turkiye standartlarinda gelismis, modern, imkanlari genis ve ayni zamanda kopek gibi yasamak zorunda kalmayacagim, yasam savasi vermek yerine insanlarla ve insan gibi yasayabilecegim bir yerde olmayi istedim. ankara'yi cok seviyom.
0
der meister
(15.02.18)
Istanbul´da aile yaninda üniversite ogrencisi olmak yerine baska yerde macera aramaydi. Bunun yaninda iyi üniversite ve istenilen bölüm de Ankara´da vardi. Ama hatami anlayip, üniversite bittiginde olabildigince uzagina yerlestim.

Not: FC Köln.
0
buf-e kür
(15.02.18)
Benimki mecburiyetten. Yillar önce sivasta calisirken ankaraya atanma olasiligim ortaya cikmisti okadar sevinmistim ki. O atama olmadi ben sonra izmire yerlestim. Ve yine ankara olasiligi ortaya cikti ve bu sefer gerceklesti. O kdar uzuldum ki. Yani ankara needen geldigine veya niye geldigine gore degisen bir sehir. Genel olarak trafik yasam kalitesi anlaminda iyi. Gidecek fazla yer yok.sanatseverseniz sanslisiniz. Bu sene istisna kislari soguk. Cankayayala sincanin mamakın insani degisik. Eryamanla etimesgutun bile degisik.
0
delicevat
(15.02.18)
Ankara'da üniversite'ye kadar yaşadım. Sonra da 15 sene İstanbul'da. Ankara daha huzurlu.
0
malheiros
(15.02.18)
(4)

Bu gazet yazarı açık açık Atatürk'e dönme yahudi mi diyor?

denizaya
Bu yazıda;http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/vehbi-kara/lozan-buyuk-bir-hezimettir-23019.html"Mesela Yalçın Küçük gibi araştırmacılar yazdıkları eserlerde Sabetaycıları tespit edip deşifre ettiği halde nasıl oluyor da M. Kamâl gibi en önemli şahsiyetlerden bahsedemiyor? Bunu 5816 sayılı kanun kapsa
Bu yazıda;
www.yeniakit.com.tr

"Mesela Yalçın Küçük gibi araştırmacılar yazdıkları eserlerde Sabetaycıları tespit edip deşifre ettiği halde nasıl oluyor da M. Kamâl gibi en önemli şahsiyetlerden bahsedemiyor? Bunu 5816 sayılı kanun kapsamında görüp hapis veya itibar tehlikesi ile izah etmek doğru bir yaklaşım olamaz.Gizli bir Yahudi hahamı Şemsi Efendiki; gerçek adı ile Şimon Zvi’nin yetiştirmesi olan ve etrafındaki Kapâni koluna mensup dönmeler arasında büyük bir güç zehirlenmesi başlamıştı.

Ülkemizdeki Müslüman topluluklarını birbirine düşürerek işin içinden kolayca sıyrılabilmiş ve çok beceriksiz asker ve bürokratı layık olmadıkları halde üst düzeye getirebilme başarısı göstermişlerdir. Öyle ki Balkan Savaşındaki Tekirdağ Bozgununa, Trablusgarb’ın kaybına, Çanakkale’de bir alayın tamamen şehit olmasına ve fakat sadece kendisi sağ olarak kurtulmasına rağmen paşalık rütbesine kolayca ulaşan yani general olan birçok kişiye bu topluluk içinde rastlayabiliyoruz."
0
denizaya
(14.02.18)
Mustafa Kemal´e Sabetayci demeye getirmis. Ama bence yazinin en ilginc yani, olayi Lozan´i yermekten hem Kanalistanbul´u hem de arada Afrin´i legitime etmeye getirebilmesi. Bunaltici derecede de yazim hatasi var.

Türk Tarih Kurumu'nda ve daha bircok kaynakta tam metin ve metnin cevirisi var Lozan´in. Cok merak eden, gitsin okusun. Sanki Lozan´in metni cok gizli bir bilgiymis, herkes simdiye kadar kandirilmis havalarina girmeleri cok komik. Ama okuma ozurlusu insanlara mustahak.

Ancak, Türkiye disinda Türkiye ve Osmanli Tarihi inceleyen üniversiteler, en azindan gordugum kadariyla Avrupa üniversiteleri, Atatürk´ün Canakkale Harbi dahil olmak üzere bircok gorevinin tarih yaziminda abartildigini dusuyorlar. Bunu bircok seminerde, konferansta, workshop dahilinde dinledim. Bu demek olmuyor ki, yeniakit seviyesinde "sadece kendi kurtulmus,bir alay tamamen sehit olmus" sacmaligina indirgeyelim tarihi. Sadece, tarih yazimini bir daha sorgulamak da gerek, o kadar.
0
buf-e kür
(14.02.18)
ne desem gg.
0
pixtur
(14.02.18)
yanlış anlaşma olmasın ama linke bastım yazan dayının tipine bi baktım o ne dese ciddiye almam. Mustafa Kemali kabullenemeyen çok kesim var zaten biri de bu. ben severim ancak abartıldığını bende düşünüyorum ancak bu adamı toplumun yüzde 60'ı daha kabullenememiş.asıl sıkıntı burada. Ataya sebataycı, soysuz, babasız, şu ajanı bu ajanı diyen çok. kim neye inanmak isterse ona inanıyor.
0
mikahakkinen
(15.02.18)
Dememis gibi yapip demis. Butun dertleri comak sokmus olmasi tekerlerine.

Asil soysuzun kim/kimler oldugunu biliyoruz.

Bu devir de geçecek. Birakiniz yapsinlar.
0
runagain
(15.02.18)
(7)

Arabada kitap dinlemek

soft
Her akşam bir buçuk saat yolum var, kitap dinlesem diyorum. Okumak gibi olur mu ne dersiniz?
Her akşam bir buçuk saat yolum var, kitap dinlesem diyorum. Okumak gibi olur mu ne dersiniz?
0
soft
(14.02.18)
onun yerine podcast dinleyebilirsiniz?
0
fleur du mal
(14.02.18)
Bence kitaba saygısızlık olur çünkü trafikte kitaba tam odaklanmak mümkün değil. Tam odaklanırsanız da hem yayaları ve diğer araçları hem de kendinizi riske atmış olursunuz. Kitaba tam odaklanamadıktan sonra da kitabın yazılma ve okunma amacı biraz gölgede kalmış olur.
0
siyah giyen adam
(14.02.18)
Radyo Tiyatrosu tavsiye ederim
0
all girls dream
(14.02.18)
Ben radyo tiyatrosu dinliyorum.
0
old possum
(14.02.18)
kitap, podcast, tartışma programı denenebilir. tamamıyla size hitap eden bir şey olmalı, o yüzden kişisel. başkası fikir veremez.

örneğin abim sesli kitap dinliyor yolda. ben dinleyemiyorum.
0
EasyTiger
(14.02.18)
Kitap dinleme isi herkese gore degil. Kimisi sesli kitap acip uykuya dalabilirken, kimisi icin cok rahatsiz edici. Evde baska bir is yaparken, acin sesli kitabi ve size uygun olup olmadigini bulun. Benim icin dunyanin en rahatsiz edici seyi sesli kitap, acildigi ortamda baska bir is yapamiyorum.
0
buf-e kür
(14.02.18)
yıllarca serviste, otobüste, metroda, vapurda kitap okuyan biri olarak, bu hafta ben de uzun yolda araba kullanırken kitap dinlemeyi denedim fakat yolu takip ederken sık sık konuyu kaçırdım dolayısıyla pek başarılı olmadı.
0
mizikaci cocuk
(14.02.18)
(5)

Yemeğin Yanına Gitmelik Şarap

jihat
Hazır mayış da yatmış, paraya kıyıp (80-90 hadi 100 tl'yi geçmesin) güzel bir şarap alalım dedik yarına. ayıptır söylemesi yanında et yiyeceğiz ve şarap da iyi olsun diyoruz.peşinen edit: ben de isterdim bir Ertuğrul Özkök olayım ama mayış anca buna yetiyor :/danke.
Hazır mayış da yatmış, paraya kıyıp (80-90 hadi 100 tl'yi geçmesin) güzel bir şarap alalım dedik yarına. ayıptır söylemesi yanında et yiyeceğiz ve şarap da iyi olsun diyoruz.

peşinen edit: ben de isterdim bir Ertuğrul Özkök olayım ama mayış anca buna yetiyor :/
danke.
0
jihat
(14.02.18)
şarapta nasıl tatlar sevdiğiniz çok önemli, burukluk vs. Mesela Sevilen'in premium bir beyaz şarabı var, efsane, etlerle çok güzel gider; beyaz şarap deyip geçmeyin bence.

size şarap marka ve çeşidinin yanısıra, migros ve macrocenter'da şarapta %30a yakın indirim var, oralardan almanızı önerebilirim.
0
gochebe
(14.02.18)
urla vourla. normalde 80-90 bandında satılır, macrocenter'da 66 tl.
0
bir ileti paylastim
(14.02.18)
buzbağ rezerv
öyle 100tl'lerde falan bana kalırsa çok tat değişmiyor sanırım 60tl bandındaydı bu.
0
dedim dedim de kime dedim
(14.02.18)
Ağır, oturaklı, asiditesi yüksek,alkol oranı yüksek kırmızı seviyorsanız: Kayra Okuzgozu 2013 cok cok iyi.Turasan'ın Seneler'inden kötü kırmızı çıkmıyor. Buzbag Elazıg Okuzgozu de 100 TL altında iyi kırmızı.

Sarapları cok tanımıyor ama her seyle gidecek, tadı hicbir seyi bastırmayacak eslik edecek sarap icin, iyi bir Riesling işinizi görür. Vedat Milor Mosel şaraplarından getirtti sanırım, onlara bakın.
0
buf-e kür
(14.02.18)
aah aah bu taraflara gelip litresini 4.5 5 liraya alacağınız şarapları bir tatsanız, kendinizden geçeceksiniz ama imkan yok, 100 lükler havada uçuşuyor salataya sirke diye bile dökmeyeceğim şaraplar için.
0
killerbee
(14.02.18)
(5)

Oğuz Atay

TheDifference
Tehlikeli Oyunlar'la başladım.Herkes eserlerini övüyordu.Alıp okuyayım dedim ama çok çorba gibi geldi.Konu oradan oraya atlıyor, hikaye ilerlerken alakasız şeyler araya giriyor falan.Bütün kitapları böyle mi bu adamın?
Tehlikeli Oyunlar'la başladım.Herkes eserlerini övüyordu.Alıp okuyayım dedim ama çok çorba gibi geldi.Konu oradan oraya atlıyor, hikaye ilerlerken alakasız şeyler araya giriyor falan.Bütün kitapları böyle mi bu adamın?
0
TheDifference
(13.02.18)
evet, böyle. adamın ve yazdığı türün olayı bu.
0
fragile lady
(14.02.18)
ben de tutunamayanları sizle aynı sebepten dolayı bıraktım :(
0
caletti
(14.02.18)
üsluba aşinalık kazanmak için "korkuyu beklerken"den başlayabilirsin. kısa öykülerinin olduğu bir kitap.
0
kozmosta bir nokta
(14.02.18)
Oğuz Atay tarzına alışmak biraz zaman alıyor.
Ben Tutunamayanları 3 kere bırakıp 4.'de inada bindirip bitirebildim.
Biraz sabretmek gerekiyor.
0
livaneli kadir
(14.02.18)
Oradan oraya atlarken dediğiniz şey sanırım olay dizisinin kronolojik gitmemesi? Yazdığı tür derken herhalde postmodern anlatı demek istenmiş? Bence Atay okumak istiyorsanız ama postmodern romana aşina değilseniz, Bir Bilim Adamının Romanı'nı okuyun. Bir Bilim Adamının Romanı sizi diliyle ya da içeriğiyle zorlamaz.


Oğuz Atay iyi bir yazar. Sadece, postmodern yazını okumanın zorluğunu çekiyorsunuz ki, normal. Çünkü 'bildiğimiz' roman yani geleneksel romanın genelde kronolojik ilerleyen bir olay örgüsü ve keskin gerçeklik çizgileri oluyor. Okurken olay örgüsüne şaşırabiliyoruz, bir şeyler öğrenebiliyoruz. Postmodern romanda gerçeklik ve kurmaca arasında sürekli değişen dengeler olabiliyor, Oğuz Atay'da sıkça görüldüğü gibi zaman kronolojik ilerlemekten çıkıyor ya da bilinç akışı Atay okumayı zorlaştırıyor vs. Kısacası postmodern romanı okumak için, edebiyat kuramlarını bilmek, öyle okumak gerekiyor.
0
buf-e kür
(14.02.18)
(17)

Gay'lere iyi davranma zorunluluğu--homofobik olma özgürlüğü

binder dandet
Toplumda görüyorum, sırf gay diye çoğu kişiye pozitif ayrımcılık yapılıyor. Şu şekilde, kimse bişi demesin (ayrımcı homofobik vb) diye iyi davranılıyor.E peki ya ben doğanın doğal rotasında izlemesi taraftarıysam ve homofobiksem? öyle değilim ama bazı hak ve özgürlükler diğer hak ve özgürlüklere ne
Toplumda görüyorum, sırf gay diye çoğu kişiye pozitif ayrımcılık yapılıyor. Şu şekilde, kimse bişi demesin (ayrımcı homofobik vb) diye iyi davranılıyor.


E peki ya ben doğanın doğal rotasında izlemesi taraftarıysam ve homofobiksem? öyle değilim ama bazı hak ve özgürlükler diğer hak ve özgürlüklere ne diyor siz, interfere etmemeli diye düşünüyorsam? nefret neden bir hak değil? sonuçta kişisel bir tercih o da.


bugünde tartışma konusu yarattık elhamdülillah.
0
binder dandet
(13.02.18)
homofobik olmak, nefret etmek kendi içinde tabii ki hak. onun üzerinden harekete geçip, nefret ettiğin kesime yönelik yapacağın hareketler hak değil.
kendi köşesinde isteyen istediğinden nefret edebilir.
0
cay koy geliyorum
(13.02.18)
gay diye kime pozitif ayrimcilik yapiliyor turkiye'de? sen nerede yasiyorsun?
0
baldur2
(13.02.18)
doğanın doğal rotasında izlemesi taraftarı olanlar homofobik olamaz mantıken. homofobik değilim demişsiniz ama söyledikleriniz tam olarak bir homofobiğin söyleyeceği şeyler.

ayrıca link bozuk çıkıyor da google'a nefret suçu diye aratıp neymiş ne değilmiş bakabilirsiniz.
0
dedimmidemedimmi
(13.02.18)
homofobik olabilirsin, herkes herkesi sevecek diye bir zorunluluk yok. ama kimseyi aşağılama, dışlama, tercihleri doğrultusunda ayrım yapma gibi bir hakkın yok. nefret de bir hak.
0
pinkpeony
(13.02.18)
Doğanın doğal seyrinde işleyişine engel olduklarını düşünmüyorum çünkü toplumlardaki yüzdeleri çok az. Herkes bir gayret için bi tane fazladan çocuk yapsa olay çözülür. Ki zaten buna da gerek yok, çünkü dünya insanla dolup taşmış durumda.

Onun dışında benim çevremde gördüğüm, gayler kendilerini dışlanmış hissetmesin diye bir yönüyle sentetik, samimiyetsiz bir hoşgörü gösteriliyor kendilerine. Bundan gaylerin de rahatsız olduğuna eminim. Toplum olarak bu durumu içselleştiremediğimiz için "Zavallıcık, zaten gay. İyi davranalım" gibi saçmasapan triplere giriliyor.

Gaylerden nefret edebilirsiniz elbette ama umarım bu nefreti eyleme dökmezsiniz.
0
femme vitale
(13.02.18)
Kendi köşesinde +1

Mesela ben de cahillerden, primat beyinlilerden, birey olamayan otomatik davranan sığırdan zekasız insanlardan nefret ediyorum (bu da evrimsel bir gereklilik, kendi canımı korumak için verdiğim tepki)

Ama hiçbisi yapmadım bu konuda. No ekşın. Valla çok zor, ama böyle.. Yapamıyorsun işte. Çeşitlilik doğa gereği ise, birlikte yaşamakta mutabık olmuşuz insanlığın bu evresinde, ve onun gereği bu.
0
neynep
(13.02.18)
"E peki ya ben doğanın doğal rotasında izlemesi taraftarıysam ve homofobiksem" diye bir sey olamaz. Escinsellik de doğanın rotasında.
0
pinocchio
(13.02.18)
Senin iyi davranma pozitif ayrımcılık dediğin şey, insanlara cinsel yöneliminden ötürü hakaret etmemek öldürmemek falandır herhalde, onun dışında bir şey olmaz çünkü. Yani bir insana gay diye otobüste falan yer vermiyoruz ya da ne bileyim bir iş mülakatında eşcinselle heteroseksüel arasında tercih yaparken gay olanı seçmiyoruz. Yani olabilecek en asgari düzeyde pozitif ayrımcılık uygulanıyordur herhalde. Onun dışında bir insanı cinsel yöneliminden dolayı pozitif ayrımcılık uygulanması da zaten saçma olur. İnsanlar bu tür nedenlerden ötürü dayak yemesin öldürülmesin, ne bileyim işe alınma liyakatına sahipken eşcinsel olduğu için tercih edilmeme durumu olmasın yeter, bu da zaten pozitif ayrımcılık değil en tabi insan haklarına giriyor. Bunların dışında seversin sevmezsin, o sana kalmış bir şey.
0
angelus
(13.02.18)
Doğanın doğal rotasının heteroseksüel temelli olduğu kanısına kim varıyor ben onu merak ediyorum. Doğada hayvanlarda da var homoseksüel yönelim. Ne diyeceğiz o hayvan için, doğal değil mi diyeceğiz. Halbuki doğal kelimesinin anlamıyla ters bir düşünce bu. Doğal demek, doğada bulanan doğada var olan demek. E var işte doğada da bu.

Ayrıca baldur2’ye katılmamak elde değil. Hatta genişletebiliriz. Bırakın Türkiye’yi, dünyada nerede yapılıyor “ayrımcılığın pozitifi” bu durumda? Nerede görüyorsanız bunu o baktığınız yer toplumun kendisini oluşturmuyor belli ki.

Yine ekleyeyim nefret bir suçtur, şuan Türkiye’de kanunun kendisinde ve uygulamasında sıkıntılar olsa da, bu suçun bir tanımlaması ve karşılığı var. Tanımlanın yeniden düzenlenmesi için de uğraşılıyor sürekli olarak. Belirli durumları bu kapsama dahil etmek temel amaç.

Bir kişinin kötülüğünü ve mutsuzluğunu istemek uzaktan belki zararsız gibi dursa da pek öyle değil. Temel olarak bu isteği eyleme dökmek gibi bir hakkınız zaten yok. Fakat bunu istiyor olmak, bu eylemlerin var olabilmesine olanak sağlıyor aslında. Biraz gerçek üstü bir cümle oldu belki bu ama işin felsefesi bunu söylüyor.
0
windowsguvenlikduvari
(13.02.18)
aslında etki tepkiyi doğuruyor. adamlara o kadar kötü davranılıyor ki toplumun diğer kısmı tarafından pozitif ayrımcılık yapma gereği hissediliyor. aslında adamları kendi hallerine bıraksalar, karışmasa kimse, laylaylom herkes yaşar gider..
0
silah taciri
(13.02.18)
Ayni toplumda yaşayan insanlar olarak asgari hak ve özgürlükleri korumamız bir zorunluluk evet. Onun ötesinde bir sorumluluğun yok. Kişinin vicdanıyla alakalı bir mesele.
0
chavezding
(13.02.18)
Gaylara pozitif ayrimcilik uygulandigi, bir iddia ve ispata muhtac.

Kadinlar, cocuklar, engelliler, azinliklar, escinseller toplumun en cok ezilenleri. Escinseller icin bir de eril ve dini kaynakli "nefret" baskiyi katliyor.

Nefret saglikli bir duygu degil. Kisisel ya da toplumsal alanda size bir zarari dokunmayan; zaten homojen bir grup da olmayan milyonlarca insandan nefret?..

Belki su an cok sevdiginiz bir arkadasiniz gay ya da herhangi bir yakınınız.
0
runagain
(13.02.18)
Birincisi kamu barışını bozucu homofobikliğin propagandasını yapmak, ikincisi bahsettiginiz kavramlari bilmiyorsunuz.

1-Pozitif Ayrimcilik: Dezavantajlılar için yapılan geçici ozel düzenlemeler. Ismi çok sorunlu onu kabul ediyorum. Eşitlik sağlanamadığı sürece, düzenlemeler olacak, olmalı. Ama kalkıp da homoseksüellerin Türkiye'de pozitif ayrımcılıkla avantaj kazandığını söylemek komik. Türkiye her cinsel yönelimlere olumsuz bakış listesinde ilk onda.


2-Dogal Rota(?): Böyle bir kavram doga bilimlerinde yok. Sosyalbilimciler ne dogal ne degil tartismasina girmeyeli en az bir yüzyil oldu. Başka bir dayanak bulabilirsiniz homofobikliğinize ama bu dayanak bilim değil.

3-Kisisel Tercih, Hak ve Özgürlükler: Ödevler de vardı, onlara n'oldu? Anayasanın eşitlik ilkesine karşı çıkıyorsunuz(bkz: özgül ayrım yasağı). Kişisel tercihiniz özgür iradenizle bir terör örgütü üyesi olmaksa bu tercihiniz suçtur. Tercihiniz kırmızı pantolon yerine siyah pantalon almaksa, suç değildir. Kısacası her tercih, suç öğesi bulundurmuyorsa tercih olarak kalıyor.

Homoseksüel olmak suç unsuru teşkil etmiyor, dolayısıyla haklı nedeniniz yok, hukuki olarak.


Homofobiksiniz ama lütfen buna bilimle ya da hukukla aciklamaya kalkmayin. Yok hak ve ozgurluklermis yok dogal rotaymis...

Kısacası, nefret etmek hak, nefret söyleminde bulunmak suc. Nefret soylemi kac senedir kagıt uzerinde var; yargılananı, ceza alanı yok gibi.
0
buf-e kür
(13.02.18)
Türkçemizde "gey" diye bir kelime var, lütfen kullanalım ve kullandırtalım.

Demek istediğin şey doğanın rotası değil, genlerin rotası. Eş cinsellik doğada da (vahşi doğada) mevcut. Tabii bir şeyin doğada olması o şeyi ideal yapmıyor, doğada bir sürü şey oluyor. Peki neye göre ideal? Canlıların temel yapı taşı ne? Hücreler. Hücreyi ayırt edici hâle getiren şey ne? Genler. Genlerin tek amacı ne? Kendini yeni canlılara aktarmak. Demek ki eş cinsellik genler için ideal değil, onun dışında bir sıkıntısı yok. Ha diyorsan ben genciyim, genler ne derse o, zaten istesen de istemesen de genlerin kölesisin. En azından böyle durumlarda onlara zıt gidebilirsin.
0
i was made for you
(13.02.18)
Siz sanırım Türkiye'de eşcinsellerin yüksekten atılarak, üstlerine duvar uçurularak öldürülmediği için eşcinsellere pozitif ayrımcılık yapıldığını düşünüyorsunuz herhalde.

Ben daha bu zamana kadar pozitif ayrımcılığa uğrayan bir LGBTİ+ birey görmedim. Her yıl onlarca trans öldürülüyor, nefret suçlarına maruz kalıyor, darp ediliyor.

Çoğu işveren gey olduğu bilinen birisini işe almaz, işe alınsa bile kadınsa erkekler tarafından taciz edilir erkekse ta*ak geçilir.
Sanırım farklı ülkelerde yaşıyoruz. Türkiye Kadıköy, Moda, Çankaya, Beşiktaş değil. Plazalardaki aşırı özenti tiki hayatınızdan ve bu ilçelerden dışarı çıkarsanız Türkiye gerçekleri ile yüzleşirsiniz.
0
tahin pekmez yoğurt
(13.02.18)
Kimseye iyi davranmak zorunda değilsin. Karşındaki insanın hakkını gasp etmiyorsan, hakaret etmiyor, saldırmıyorsan, yollarına gül dökmek zorunda değilsin. Kimseyi aşağılayamaz, alıkoyamaz, tersleyemezsin ama; gay veya değil. İnsanların cinsel eğilimleri yahut hayatlarının seninle alakası olmadığı için seni ilgilendirmez. Ha eşcinsel komşuların apartmanı ayağa kaldırır gibi seks yapıyorlarsa kafanı yastığın altına sok demek değil bu. Yeni evli çiftin seks gürültülerini de dinlemek zorunda olmadığın gibi.

Nefret edebilirsin tabii ki. Nefret bir tercih değildir ama nefretini kendin yaşamak, ona buna yansıtmamak zorundasın. Eşcinsellik de bir tercih değildir. Nefret de eşcinsellik de "karşılaştığın" bir şeydir, seçip aldığın, üstünde görüp beğenip devam ettiğin yahut beğenmeyip bıraktığın bir şey değildir. Senin hemcinsin olan bir eşcinselin, eşcinsel olduğu için senin üzerine atlamaya hakkı da yoktur; senin de eşcinsellerden nefret ettiğin için eşcinsellere sözlü veya fiziksel saldırıda bulunmaya hakkın yoktur.

İlk okula başlamadan öğrenmiş olman gerekirdi bunu; "başkasının özgürlüğünün başladığı yerde senin özgürlüğün biter". Şöyle açıklayayım; senin, arkadaşınla sarmaş dolaş "önümüze gelene bir tekme" diye diye, tekme sallayarak yürüme hakkın vardır ama; önüne çıkan insana tekme atma hakkın da yoktur.

Bir dahaki sefere "simit" oyunu üzerinden de açıklayabilirim.
0
lazor
(14.02.18)
Nefret kişisel hak değil o bir duygu ve hedef alma, başkasına müdahale etme niyetli bi duygu.
Nefret duygu piramitlerinde negatif tarafta yer alır ve piramidin en alt noktalarındadır.
Nefret kelimesinin gelişigüzel kullanılması, günlük dilde çokça yer alması bireysel ve toplum sağlığı yönlerinden çok sakıncalı. Homofobiklik toplumun bir kesiminin doğal rotayı bozduğunu iddia etmekse nefret etmeyi hak olarak görmek toplumun tümünün doğal rotasını bozmak demek.

Duyguların tutumlarımıza etkisi (mesela nefretin bireyi ve toplumu götüreceği yer) ve aynı zamanda geylere iyi davranma seçiminin nedeni bebek ve daha büyük çocuklarla yapılan şu çalışmada var:
www.youtube.com
Şu da konuyla çok alakalı başka bi çalışma:
www.matematiksel.org
ve şunlar, ayrımcılıkla ilgili:
www.termodinamik.info
www.youtube.com

Bizim "Doğanın doğal rotası" ve "doğada bu var" konusunda söylemlerimizi değiştirmemiz gerekiyor. Çünkü artık evrimden hepimiz haberdarız ve doğada olan her olguyu seçmediğimizi ve seçmemiz gerekmediğini biliyoruz.
Doğada leş seviciliği var. Bi canlı türü ölen eşine sperm (yada adı her ne ise) bırakıyor. Yani ölüye tecavüz ediyor. Biz bu davranışı uygun bulmuyoruz çünkü bıraktığımız spermin hayat bulmayacağının "farkında"yız ve adını koyuyoruz bu nekrofili'dir tedavi edilmesi gerekir diyoruz.

Doğanın doğal rotası dediğimiz olguya evrimi bilerek bakmak lazım. Bilim bize doğal rotayı çok güzel açıklıyor. Mesela;
www.sciencealert.com
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(14.02.18)
(3)

Saç kremi işlevi

neynep
Hangi saç kremini kullanıyorsunuz acaba? Bana hepsi aynı geliyor. Yani uzun, karışık saçları açmak için bazıları daha başarılı ama bakım özelliği, yok kökten uca beslemeler filan palavra hep değil mi? Saç dışardan ne kadar beslenebilir ki?Kızlar fark ediyor olabilir yumuşatıcı özelliği ile filan, iş
Hangi saç kremini kullanıyorsunuz acaba?
Bana hepsi aynı geliyor. Yani uzun, karışık saçları açmak için bazıları daha başarılı ama bakım özelliği, yok kökten uca beslemeler filan palavra hep değil mi? Saç dışardan ne kadar beslenebilir ki?
Kızlar fark ediyor olabilir yumuşatıcı özelliği ile filan, işlem görenlere bi radde fayda belki de.. Ama ne kadar etki olabilir? Bi krem 20 lira, diğeri 180. Burdan ilhamla soruyorum. Bu farkıx12 ay maliyeti hak ediyor mu?
0
neynep
(13.02.18)
biopoint kullanıyorum. yumuşatıyor o yönden memnunum. ama bunun dışında bir şey beklememek lazım. ben de dışarıdan müdahale ile pek değişim olmayacağına inananlardanım. benim kullandığım kremin indirimli fiyatı 30 tl galiba. baya da bereketli. dermoeczanemden deneyebilirsiniz.
0
cabiday
(13.02.18)
Girls With Curls diye bir markanın kremini kullanıyorum.
Genel olarak yumuşatma ve kolay açılma dışında bir faydası oluyor mu kremin bilemiyorum (ya da olması gerekiyor mu vs).

Saçlarım yeni yeni uzuyor çeneme falan geldi, o yüzden çok fazla bir etki görmemem de normal herhalde gerçi. Uzun saçta beklenti farklı olabilir. John Frieda'nın saç serumu var, onu daha faydalı buluyorum, ıslakken az bir şey sürünce.
0
sopiro
(13.02.18)
Sac disaridan cok beslenemez evet ama, yag vs. ile uclardaki kurulugu azaltilabiliyor ya da en azindan, sac cabuk taranir hale geliyor. Yoksa hicbir sac kremi sac uzatamaz ya da kiriklari yok edemez; ancak nem duzeyini arttirip saci daha saglikliymis gibi gosterir. Eger organik icerik kullanmiyorsa, hayvanlar uzerinde test ediliyorsa ya da silikon kullanmissa bence hangi marka olursa olsun parasini hak etmiyor.

Saciniz zaten uclarda kuru degilse ve taramanmasinda sorun yoksa, iyi bir sac maskesi alip haftada bir iki kez uygulayin.
0
buf-e kür
(13.02.18)
(21)

ekşisözlükteki türk kızı nefreti sizi de çok sinirlendiriyor mu?

imacloud
yani anlamıyorum, kadına şiddet başlığında erkeğe demedikleri kalmıyor ama türk kızını sürekli eleştirip yerden yere vurup hakaretler ediyorlar. özellikle sürekli olarak "vajinaları kokuyor, yatakta fok gibi yatıyor, öpüşmeyi bile bilmiyor" tarzı eleştiriler yapıyorlar. bana kalırsa ilişkide karşıda
yani anlamıyorum, kadına şiddet başlığında erkeğe demedikleri kalmıyor ama türk kızını sürekli eleştirip yerden yere vurup hakaretler ediyorlar. özellikle sürekli olarak "vajinaları kokuyor, yatakta fok gibi yatıyor, öpüşmeyi bile bilmiyor" tarzı eleştiriler yapıyorlar. bana kalırsa ilişkide karşıdaki kişi imam bile olsa, gerekli ateşi sağladığında, romantizmi ayarladığında kimse fok gibi yatmaz. ve de şu koku mevzusu en basitinden, nasıl insanlarla takılıp sevişiyorlar bilmiyorum ama şu ana kadar hiç vajinası kokan bir türk kızıyla karşılaşmadım.
0
imacloud
(13.02.18)
sinirlendirmiyor.
0
doxanikee
(13.02.18)
Körler sağırlar mevzusu. Türk kızı erkeği diye ayırmaya gerek yok.

Yatak olayına girmeye gerek yok insan niteliği olarak milletimiz yerlerde. Kişisel bakım yok, kendine saygı yok, asalet denen şeyi kasılmak olarak algılayan egoist bir zihniyet hakim. Arabesklik desen had safhada. Türk kültürü haricinde hiçbir dünya görüşü yok. Türkçe dışında bilgi kaynağına erişimleri yok. Hiçbir yeniliğe, hiçbir fikre veya ideolojiye saygı ve tahammül yok. Geçiniz. Fırsatı olan batılı eş bulsun kendisine kadın erkek farketmez.
0
bos gezenin bos ustasi
(13.02.18)
Çok klişe bi yorum olacak ama eksik genelleme yapıyorlar. Beş kadından diyelim ki ikisi bahsettikleri olumsuzluklardan bir ya da fazlasına sahip olsun, yüzdesi düşük gibi görünse de "Türk kızı falanca" oluyor. Tamamen mantık hatası, art niyet.
0
femme vitale
(13.02.18)
türk kızına veya erkeğine sallayan insan gördüğüm yerde ben sessizce uzaklaşıyorum.

çocukluğundan beri hayali yurtdışında yaşamak olan, yabancı sevgilisi de olmuş bir türk erkeği olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki bizimkilerin hiçbir eksiği yok. her ırkın akıllısı, güzeli, eğitimlisi, komplekssizi vs. olduğu gibi beyinsizi de var. bizimkilerin bayıldığı slav kadınlarının ne kadar "prenses" ve "paragöz" olduğuna, "beni taşıyabilecek erkek" tribine inanamazsın mesela. ha bunu slav kadınlarına bok atmak için de söylemiyorum. demek istediğim, bu tip genellemeler AŞIRI saçma. ben ne türk kadınları gördüm, bütün avrupa'nın kadınları bir araya gelse eline su dökemez.

bunlar bence kompleksten ileri geliyor. sağlıklı ilişki kuramayan manyaklar böyle saçmalayıp duruyor. ha yerine göre biz de türk erkeği şöyledir, türk kızı böyledir diye sallıyoruz tamam ama genel anlamda bir ırkı komple itin götüne sokmak bence ruh hastalığından başka bir şey değil. yav bir elin beş parmağı aynı değil, koskoca "türk kızı"nı nasıl genelliyorsun?

her yerde güzel insan var, her yerde boktan insan var. "türk kızı/erkeği" konusunda ekstra hassasım. ALLAH İÇÜN birbirinizi en azından uluslararası arenada ezmeyin. lütfen. böyle yaptığınızda cool değil aksine aptal görünüyorsunuz. öyle veya böyle biz bu memleketin çocuklarıyız, %10-15'imiz dışında hepimiz yine birbirimizle evlenip çoluk çocuğa karışıyor ve yeni türk kızları/erkekleri oluşturuyoruz.

hainliğin, hayvanlığın lüzumu yok. kötü bi tecrübe yaşadıysanız bunu o kişiyle sınırlı tutup geçmişte bırakın lütfen. barzo, kezo vs. her yerde var. insan olun. IRMAĞININ AKIŞINA ÖLÜRÜM TÜRKÜYEM <3
0
der meister
(13.02.18)
bu konu aslında tam olarak kedinin uzanamadığı ciğer mevzusu.

bir ara cidden nefret ediyorlar sanıyordum ama dersimi aldım. ocak ayında sözlük erkeklerini mesaja boğuyoruz kampanyası vardı en son, bakıyorsun şu an yazar girişi yapılmış hesapla 98 sayfa entry var. ifşa geceleri oluyor, ekşisözlük'te "çok çirkin bu ya" denilerek gömülecek kadınlar için "gördüğüm en güzel kadın" tanımlamaları yapılıyor.

sözlük gerçeği yansıtmıyor. ne o kadar kara ne de o kadar ak hiçbir şey. vajinaları kokuyormuş yazana o kokulu vajina (!) vadedilecek olsa yapmayacağı şaklabanlık kalmaz.

der meister +1
0
pinkpeony
(13.02.18)
tabii ki hayır. bir şey okurken, hele ki sanal - daha doğrusu gerçek olma iddiasıyla yazılmış ama ne kadar gerçek ne kadar kurgu ne kadar şahsi bir hınç üzerinden genelleme bilinemeyen - ise; üzerine alınanda da öyle şeyler var demek ki.

bir bakıma siz de bir türevini yapmışsınız yazarken:
- romantizmi ayarladığında kimse fok gibi yatmaz.
0
dafaisss
(13.02.18)
bana kalirsa kadin dusmanligi kulturel olgu buralarda. memesi var, kukusu var; kadin sorun. kucuklugunden itibaren sorun. kendi kendisi icin de sorun.

ezildiklerinden bahseden kadinlar da kiz cocuklariyla ne yapacaklarini bilmiyor, ama ogullarina tapiyorlar.

yine bana kalirsa, herhangi bir memleketin kizi, ayni memleketin erkegine deginilmeden elestirilemez ve tersi icin de aynisi gecerli.

author vardi sozluk'te, zehirli benzetmeler yapardi "kadinlar" etrafinda. yazdigi bir benzetmeyi okudugumda gozlerimi kapatip "bunu baska kimse okumamali" demistim, onu hatirladim...
0
e haliyle
(13.02.18)
e haliyle +1
0
Traveller
(13.02.18)
ben de anlamıyorum nasıl kadınlarla birlikte bu sözlüktekiler. yatakta ölü gibi yatan bir kız arkadaşım oldu ondan da ikinci ayda ayrıldım.
kişisel bakım yapmayan, leş gibi kızlar seçen sizsiniz kusura bakmayın. sorunu kendinizde arayın.
0
hosein
(13.02.18)
Edirne’yi geçince dünya değişiyor. Bizim kızlarda bir bastırılmışlık var inkar edilemez. Genellemek yanlış olsa da arada bayağı fark var, netekim sinirlendirmiyor.
0
insomnia
(13.02.18)
@acetaminophen +1

O yüzden sinirlendirmiyor.
0
skooma
(13.02.18)
hayır. sadece yüzüne makyaj yapınca süper bakımlı olduğunu düşünüyor bir çok türk kızı/kadını. popi olanların, güzel olanların çoğu alkol, uyuşturucu ve/veya karbonhidrat bağımlısı. yeni nesil genç yaşta şekilsiz vücutlu, selülitli ve obez(ve bunlara rağmen mini şortlu). diğer kadınlara karşı yapmacık ve samimiyetsiz. yalan söylemekte usta. insanları tipine ve cüzdanına göre yargılamak, iletişim kurmakta sorun görmemek.
0
hasmetizm 2046
(11.07.18)
hayır
0
ya ben lan neyse
(11.07.18)
beni sinirlendiriyor çünkü kendi hallerine, tiplerine bakmadan yerden yere vuruyorlar. herkes kendine bakacak.

gerçi böyle deyince de eleştiriye açık olunmadığı söyleniyor ama eleştiri böyle bir şey değil. bu olsa olsa fazlasıyla haddi aşmak olur.
0
Neill
(11.07.18)
Evet, sinirlendiriyor. Kadinlarin kadinliklari uzerinden asagilanmalari rahatsiz edici, bunu nasil normal gorebilirim?

Siddet dilinin bu kadar yayginlasmasi -televizyona cikan siyasetciden, twitter ergenine kadar- beni inanilmaz rahatsiz ediyor.
0
buf-e kür
(11.07.18)
Sinirlendirmiyor. Saydırıp saydırıp flört dönemindeki o kuzu hallerini görünce daha bi eğleniyorum:)
0
ırene adler
(11.07.18)
Kendileri sanki bir b.k - bence ikisi de ayni.
0
Traveller
(11.07.18)
o kadar gerizekalı kız tanıdıktan sonra sinirlendirmiyor. kişisel bakım konusunda bilmem ama davranış konusunda çoğu konuda haklılar.
0
nothing in my way
(11.07.18)
www.youtube.com
bıraktım gidiyorum.
0
Tears of Devil
(11.07.18)
"Cevaplar arasında farklı bir akış açısı bulabiliyorsak ne mutlu bize. Yeni bir şeyler öğreniyoruz demektir."



Erkeğe karşı şiddetin her türlüsüne erkeğe karşı şiddet diyemeyen kültürsüz kro bayan televizyonculara sahip olmak. Bunun yaptığı kıvamlı birikim.

Türk televizyon tarihinde "ama bunun için önce kadınlar da erkeğe karşı aşırı bir psikojik şiddet uyguluyorlar" lafının sonuna gelmeden akıllarına birşey gelmiş gibi yüzlerini sıkıntıyla önlerine eğip susan iki (2) adet televizyoncu bayan (o lafı tamamlarlarsa başlarına gelecekler...) dışında kimseyi görmedim şimdiye kadar.

HASTALIKLI BİR ÜSTÜN IRK TEORİSİ YANİ IRKÇILIK HAD SAFHADA. Televizyon sayesinde kanınıza işledi yapabileceğiniz birşey yok. Psikolojik tedaviniz zor ve bunu hisseden bir erkekten saygı sevgi bağlılık beklentisi hayal. Medyayı ele geçiren feminist ablalarınızın mirası size bu seçeneksiz başarısızlık.

Sayısız madde daha...

Görün belki düzeltme olmasa da kamufle etme çabanız olur diye yazıyorum. Yiyen olur belki.



Eksiklerinizi gediklerinizi hatalarınızı kabullenecek olgunlukta olduğunuza inandırabilir ve karşı tarafa kendinizi affettirebilirseniz. Onlardan olmadığınıza farklı olduğunuza kanaat getirtebilirseniz karşınızdakinin bir ihtimal oynamayı bırakıp gerçek kişiliğine ve ruhuna dokunmanıza izin vermeye başladığına şahit olabilirsiniz. İşte o zaman aranızdaki duvarı farkedebilirsiniz.
0
neotunc
(11.07.18)
Hayir sinirlendirmiyor.
Ben de sevmem Turk kizini pek. Vajina kokusu, yatakta fok gibi yatmak falan bunlar en masum olanlari oyle soyleyeyim, bunlar hicbir sey. Mevzu bunlar olsa cok iyi.
Hic yurtdisina cikmamis oldugum zamanlar ben de "ne bu Turk kizi dusmanligi" diyordum.
0
stavro
(11.07.18)
(16)

bu kez sorum korku filmi fedailerine

kurmalifare
sizi etkileyen underrated dediğiniz korku filmleri önerir misiniz gece arkadaşımla izleyecek film arayışındayız
sizi etkileyen underrated dediğiniz korku filmleri önerir misiniz
gece arkadaşımla izleyecek film arayışındayız
0
kurmalifare
(10.02.18)
The vvitch
0
uyusam iyi olur
(10.02.18)
İt follows
0
EasyTiger
(10.02.18)
begotten aslında kült film ama türkiye için underrated kalmış olabilir, izlemediyseniz bakın derim.

edit: the vvitch +1
0
dedimmidemedimmi
(10.02.18)
frailty (2001)
www.imdb.com

tahminen 12-13 yaşında bu filmi izlemiş ve o kadar etkilenmiştim ki 30 yaşına gelmeme rağmen bir daha korku filmi izle(ye)medim. haftalarca aklımdan çıkaramamıştım filmi.
0
japon askeri
(10.02.18)
lake mungo
0
tepedeki psychedelic adam
(10.02.18)
witch gayet güzel ama bu kadar kişi yazdığına göre o kadar underrated değilmiş demek ki.
bu yazacaklarım başta underrated kuralına uyanlar, yoksa muhteşem filmler değiller.
aralarında en iyisi bu.
www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com
0
Bruce
(10.02.18)
Oculus ve as above so below +1
0
EasyTiger
(10.02.18)
gok-seung + milyon

as above so below +1

underrated değil ama kokuhaku

shion sono filmlerinin önemli bir kısmı mesela suicide club ve noriko's dinner table galiba (yalnız ya seversin ya nefret edersin, miike için de geçerli)

çoğu takeshi miike filmi

the invitation
0
godoşu beklerken
(10.02.18)
daha çok gerilim ama hakkında konuşanı pek duymadım: ils.
0
sanat guresi
(11.02.18)
Darkness. Anna paquin oynuyordu sanırım. Güzel tırsmıştım.
Son dönemlerde de insidious, sinister ve the conjuring güzel filmler.
Bunlaın yanında the objective filmi de ilginç ve korkutucu.
0
cloudybloody
(11.02.18)
@sanat guresi haklısın. Ils gayet iyi bir film. yanına frontier(s)'i ekliyorum.
0
EasyTiger
(14.02.18)
Polanski´nin Repulsion ve The Tenant filmleri cok iyi filmler ama sadece Rosemary´s Baby ünlü. Spurlos fazlasiyla underrated. Housebound yeni yeni bilinmeye baslaniyor, o da cok iyi film.
0
buf-e kür
(14.02.18)
repulsion ve tenant benim favori filmlerinden ama korkudan çok gerilim demek lazım bence.
bi de diğer filmin tam adı spoorloos, aranıp bulunamaması ihtimaline karşı yazmak istedim. bunu biliyorum ama izlemedim henüz.
0
tepedeki psychedelic adam
(14.02.18)
session 9.
0
sanat guresi
(17.02.18)
1408
0
harvey
(17.02.18)
buf-e kür +1

özellikle tenant belki de izlediğim en iyi birkaç korku filminden biridir. hatta bence rosemary's den iyidir.
0
EasyTiger
(18.02.18)
(7)

Hayvanlar üzerinde test edilmeyen erkek parfümleri

beholderrulez
Bildiğiniz ünlü marka var mı, Tom Ford, Bvlgari, Armani, Versace vs hepsi test ediliyor. L'occitane var ama o da çin'e açıldığından beri 3 kuruşa sattı kendini. Peki böyle parfümeride filan bulabileceğimiz hangi markalar kaldı.
Bildiğiniz ünlü marka var mı, Tom Ford, Bvlgari, Armani, Versace vs hepsi test ediliyor. L'occitane var ama o da çin'e açıldığından beri 3 kuruşa sattı kendini. Peki böyle parfümeride filan bulabileceğimiz hangi markalar kaldı.
0
beholderrulez
(07.02.18)
The body shop vegan ve cruelty-free sertifikali. Ben kokularini cok seviyorum. Erkek koleksiyonu da cok hos. Dilerseniz bakabilirsiniz.
0
lamira
(07.02.18)
Body Shop L'oreal'ın. yani en büyük hayvan işkenceci firmalardan birisine ait.
0
🌸beholderrulez
(07.02.18)
Rossmann'dan aliyorum.
0
Traveller
(07.02.18)
Aa oyle mi? Natura cosmetics’e satildi diye biliyordum ben. Kusura bakmayin oyleyse.
0
lamira
(07.02.18)
@lamira,

kusura bakmayın ben yanılmışım 2017'de Loreal elden çıkarmış. Bu güzel haber
0
🌸beholderrulez
(07.02.18)
bir kozmetik fabrikasında argede çalışan bir kimya mühendisiyle konuşmuştum. birkaç sene önce imzaladıkları bir sözleşme uyarınca hayvanlar üstünde test yapmanın artık yasak olduğunu söyledi. e neden sertifikanız yok dedim. yine de ürünlerin içinde hayvansal ürün kullanıyorlarmış, ayrıca da sertifikayı alabilmek maliyetliymiş onlar için. dandik bir markaydı çünkü.
0
pide
(07.02.18)
Tom Ford icin beklemede kalin. Vegan ve Cruelty Free olacaktir, Ford vegan oldu. Lush var ilk aklima gelen.

Body Shop gercekten cruelty-free mi tartisiliyor hala: "The Body Shop, at this point in time, is unclear whether it is actually cruelty free or not. They claim they want to ensure all of their ingredients are traceable and cruelty free by 2020 – so it seems like they currently aren’t which is worrying." Kaynak: www.friendlyandfree.com

Türkiye´de DP veganmis diye duymustum.
0
buf-e kür
(07.02.18)
(3)

Yediginiz etin nereden geldigi onemli mi?

kuehles blondes
Merhaba, Yasadigim ulkede hayvancilik cok gelismis, hem et fiyati ucuz hem de kaliteli. Hayvanlar ithal degil, dogma-buyume buralilar ve kesim de bu ulkede tabi. Sagdan soldan gelmiyor. Cogu icin boyle tabi. Almanyadan gelen etler filan oluyor, onlarin da ustunde/etiketinde mensei yaziyor. "Almanyad
Merhaba,
Yasadigim ulkede hayvancilik cok gelismis, hem et fiyati ucuz hem de kaliteli. Hayvanlar ithal degil, dogma-buyume buralilar ve kesim de bu ulkede tabi. Sagdan soldan gelmiyor. Cogu icin boyle tabi. Almanyadan gelen etler filan oluyor, onlarin da ustunde/etiketinde mensei yaziyor. "Almanyada yetistirilmis ve kesilmistir" "x te yetismis ama y'de kesilmistir" seklinde.
Ben benim ulkede dogan-yetisen-kesilenleri tercih ediyorum.

Neyse. Soru1: turkiye'de boyle bir sey var mi? Biliyorsunuz surekli sagdan soldan abuk subuk yerlerden et ve canli hayvan geliyor. Ben istiyorum ki bileyim hangisi nereden geliyor. Pahali da olsa turk besisi almak istiyorum trdeyken.

Soru2: disarida yerken de etin nereden geldigini onemsemeye basladim. Sizce restoranlara sorduugumuzda ne kadari dogru bilgi verir bu konuda? Bunu takip edebilecegim bir mekanima var mi?


Ekleme: vegan ya da vejetaryen olmaya hazir degilim ama sanirim biraz o yone dogru ilerliyorum. Bu duyuru altinda vegan/vejetaryen guzellemesi yapmadan, sorulara cevap verirseniz sadece sevinirim.

Tesekkurler.
0
kuehles blondes
(06.02.18)
önemli değil. kesilen hayvanın sağlıklı olmuş olması ve mutfağa girene kadar hijyenik bir süreçten geçmiş olması önemli. gerisi hacı hocaya sermaye...
0
malheiros
(06.02.18)
Hem veganım hem de geçmişte gıda kimyası üzerine çalışmışlığım var. Zaten biraz da bu yüzden veganım.

Et konusunda hile yapmak çok kolay. Sorarsın, söylerler ama inanmaktan başka çare yok söylenilene.

Iskarta et, köpek maması vs ile sucuk, salam, sosis yapanlar var sektörde, yakalamak mümkün değil. Çalışanların anlattıkları genellikle. Biraz kan unu dökersin protein miktarı tavan yapar, ruhun duymaz.

İsveç'te helal kesim yok mesela, yasak diye biliyorum hayvan hakları ihlali olduğu için. Türkiye'den, Lübnan'dan falan helal damgalı sosis falan bulursun ancak oriental store da.

Bir de Avrupa Birliği organik kriterleri var. Bunlarda da hile yapmak son derece kolay hayvancılık için. Mesela diyor ki yılın bilmem kaç gününde hayvan dışarıda otlatılmalı. Dışarıda ama nerde söylenmiyor. Ahırın kapısını açıyor adam beslemeye devam ediyor, sonra normalin %30-40 pahalısına organik et oluyor. Bu bir çok Ab ülkesinde böyle, mesela Polonya, Bulgaristan vs.

Bazı gelişmiş olan Ab ülkelerinde çiftlikler ziyarete açıktır. Gidip bakabilirsin, yine de kesimhaneyi göstermezler. Ama ineklerle, koyunlarla çayır çimende takılabilirsin. Genelde kesim işlemi de kafaya tek perçin ile yapılıyor veya elektroşok sonrası.

Balık endüstrisi benim asıl çalıştığım alandı bırakmadan önce. O tamamen ayrı bir konudur uzun uzun anlatılır. Velhasıl ne midem, ne vicdanım daha fazla kaldırmadı.
0
bos gezenin bos ustasi
(06.02.18)
Etin nereden geldigi etin kalitesiyle direkt ilgiliymis. Cunku stres faktoru etin kalitesini dusuren bir etkenmis ve de uzun yolculuklar hayvanlara ekstradan fiziksel stres yarattigindan(susuzluk, daha da kuculen yasama alani vs. vs.) aslinda transfer edilen hayvan kaliteli et saglayabilse de, kesimin uzun yolculuk sonrasi yapilmasi olumsuz goruluyor.

Ikincisi, etin komik derece ucuz oldugu ulkeler, mesela ABD, Almanya´da, etin kaliteli oldugunu soylemek zor: Cunku sorun, ucuz etin neredeyse imkansiz olmasindan. Hem cok uretim(?) yapacaksin, hem bu cok ucuz olacak esittir, hayvanlar cok buyuk ve kosullari cok kotu alanlarda yasatilacak, bir kisminin bu sirada olmesi hic sorun olmayacak; cunku zaten ilaclarla ve degistirilmis genetik yapilari sebebiyle, cok cabuk ama hasta buyuyecekler. E hani nerede kaliteli et? O kadar cok etken var(-mis) ki. Hayvanlarin gercekten acik alana cikabilmeleri, surekli ilaclarla canli tutulmamaya calismalari, bakimlari ve hatta kesimleri, etin kalitesini etkiliyormus. Kisacasi kaliteli et dediginiz sey neredeyse mit.

Ulkede dogan-yetisen ve kesilen, ekolojiye daha az zararlidir, ürettigi karbon izi daha azdir. Ekolojik acidan en mantiklisi, kucuk capli ciftlikler ve bu ciftliklerin direkt kendi kesimhanelerinin kendi bunyelerinde olmasi imis. Ama bu sekilde asla "ucuz" et üretilemiyor.


Hayvan yemiyorum ama hayvanlarin transfer edilmemeleri benim icin de onemli. Kesimhaneye giden buyukbas kategorisindeki hayvanlarin onemli bir kismi, sanirim 30%u sakatlaniyormus. Yani, ekstradan bir iskence daha hayvanlar icin.

Oneri de bulunabilirim bu tur sorular icin: Johann Safran´in Eating Animals kitabinda ayrintili cevaplar bulabilirsiniz.
0
buf-e kür
(06.02.18)
(2)

Mısır mitolojisi

simderun
Merhaba sevgili yazarlar. Mısır mitolojisini anlatan ve doyurucu olan Türkçe/İngilizce (Türkçe olması önceliklidir.) her türlü kaynağa (kitap, makale, belgesel vs.) açığım. Önerilerinizi bekliyorum. Cevaplar için teşekkürler.
Merhaba sevgili yazarlar. Mısır mitolojisini anlatan ve doyurucu olan Türkçe/İngilizce (Türkçe olması önceliklidir.) her türlü kaynağa (kitap, makale, belgesel vs.) açığım. Önerilerinizi bekliyorum. Cevaplar için teşekkürler.
0
simderun
(06.02.18)
Eğer roman tarzı bir şey de okurum diyorsan Christian Jacq ve Gerald Messadie nin kitap serileri var.
0
ofkeyle kalkanin yerine oturan yazar
(06.02.18)
Oluler Kitabi Türkce´ye cevrilmisti. Cok iyi bir ceviri degil bence, ama ciktiginda kucukken cok heyecanlanmistim. Su an basimi var mi bilmiyorum.

Wilkinson´in genis bir inceleme kitabi vardi, tum tanrilari inceledigi, ama giris icin Kollektif Yayinlari´ndan cikanlara bakabilirsiniz, ilginiz devam ederse Wilkinson okuyabilirsiniz.
Bir de Sear´in Mitoloji 101´i var, mitolojiye giris icin uygun kaynak.
0
buf-e kür
(06.02.18)
(5)

ingilizce ve almanca "2.el ürün " ne demek

ayağiniza gelen overlokçu
Selam duyuru ahalisi.Soru başlıkta. 2.el ürün anlamına gelen bir kelime var mıdır ingilizce ve almanca.Sözlüklere baktım tatmin edici bir cevap bulamadım.Help me
Selam duyuru ahalisi.Soru başlıkta. 2.el ürün anlamına gelen bir kelime var mıdır ingilizce ve almanca.Sözlüklere baktım tatmin edici bir cevap bulamadım.Help me
0
ayağiniza gelen overlokçu
(05.02.18)
Second hand product

Product yerine good, item, equipment falan da denilebiliyor. Hatta direkt used good diyen de var.
0
dissendium
(05.02.18)
Hem Ingilizce hem Almanca: second hand. Ikinci el esyalarin satildigi magaza: Secondhandladen

Ama her kullanilmis, ikinci el "sey" Almanca´da second hand olmuyor. Mesela araba icin: gebraucht kullanilir: gebrauchtwagen

Ürün yerine Produkt: gebrauchtes Produkt ya secondhand.
0
buf-e kür
(05.02.18)
gebraucht, kullanılmış demek ama o snlamda kullanıyorlar.
0
Aerdem
(05.02.18)
ingilizce:
-refurbished
-used
0
cooperr
(05.02.18)
used
Gebraucht denir.
0
038576
(05.02.18)
(7)

doğada hiç rahat edemiyorum

ben demistim zaten
ne zaman çayıra çimene uzanayım, ağaçlıkta turlayayım desem börtü, böcek ve bilumum sinek musallat oluyor; beş dakika rahat edemiyorum. bir terasa plastik çimen serip uzanma seviyesine geldim. siz bu haşeratı görmezden mi geliyorsunuz yoksa bunlar düşmanlarını seçmece mi belirliyor? ne yapmak lazım?
ne zaman çayıra çimene uzanayım, ağaçlıkta turlayayım desem börtü, böcek ve bilumum sinek musallat oluyor; beş dakika rahat edemiyorum. bir terasa plastik çimen serip uzanma seviyesine geldim. siz bu haşeratı görmezden mi geliyorsunuz yoksa bunlar düşmanlarını seçmece mi belirliyor? ne yapmak lazım?

www.youtube.com
0
ben demistim zaten
(03.07.17)
Görmezden geliyorlar. Bizde de ekstra bir algıda seçicilik oluyor :(
0
devilred
(03.07.17)
Sinekler insan seciyor. Bir ortamda en cok beni isirir sivrisinek mesela.
0
stavro
(03.07.17)
Bu kadar rahatsız oluyorsanız dogal icerikli bocekkovar spreyler var. Ben kene icin kullanıyorum eger bilmedigim bir yerde kamp yapacaksam falan, ise yarıyor.
0
buf-e kür
(03.07.17)
Görmezden geliyorum. Geçen seneye kadar bu kadar sinek ve böceği bir arada görmediğim bir yerdeyim. Her yer yeşillik, çok güzel de, eve giren çıkan böceğin-sineğin haddi hesabı yok. İlaçlama yetmiyor, ortalıkta fare de varmış haber aldığıma göre, kendisini görmedim henüz. Görsem çok sakin kalamam herhalde. İlaçlama yapılıyor ama önüne geçmek mümkün değil. Önüne geçmek için kendimizi de zehirlememiz gerek. Hayır, bir de kaçabildiğin bir yer yok. İşe gitsen oradan çıkacak, evde şu an olmasa bahçeden gelecek, ilaçlasan etkisi bir saate geçecek; sonu yok. Millet de başa çıkmıyor pek, alışmışlar. Geçen seneye kadar şehir bebesi olan ve en çok gördüğü şey bala gelen arı olan ben, yanımdan yöremden geçen böceklerle takılıyorum. İlk zamanlar çok iğrendim, çok tiksindim; sonra alıştım. Örümceğe 'Anam, ne şekermiş bu seferki' diye bakar hale, ateşböceğine 'Gel, elime kon. Amanın da sevimli', tanımadığım böceğe 'Bunun 6 tane bacağı, iki anteni var. Değişikmiş' der hale geldim. Sadece her yeri sürekli silmek, çok kullanılan yerleri sürekli temizlemek yoruyor.

Sinekler kan grubuna göre geliyor. Sineklerin çok sevdiği bir kanım var, her sabah bacağımda 4-5 sinek ısırığı ile kalkıyorum. Hatta yakında her yerimi kaplayacak ve bacağımın doğal rengini unutacağım sanırım. Şu an 13 tane saydım. Genelde bacağımı açıp 'Takılıp gidin, bekleme yapmayın. Benim de kafam rahat etsin' prensibini uyguluyorum. Şu anda Porto Riko'da falan olsam kesin zikayı, Mozambik'te olsam sıtmayı kapmıştım. Karasinek yemekten uzak durduğu sürece çok rahatsız etmiyor beni. Takılıyoruz beraber.
0
aychovsky
(03.07.17)
hocam doğa bu, onlar olacaklar elbet. Ne zamandır şehir fanusuna kapanmamış olsaydınız, size de oldukça doğal gelirdi.
onların olmadığı yerden korkun, kesin zehir vs. birşey vardır.
0
cursor
(03.07.17)
Ben de rahat edemeyenlerdenim. Özellikle arılardan korkuyorum. Yine de çıkıyorum. Haşerat kovucu sıkıyorum.
Dün odada bir sivrisinek varmış. Sesini duymadım. Bu yazıyı yazarken bir göz kapağım şiş, dudağım şiş, alnımda iki boynuz var, yanağımda da bir yer şiş, kollarım ve bacaklarımda da bir sürü ısırık var. Başka hiç kimsede ısırık yok.
0
Lim5
(03.07.17)
ben disarda hic yatip yuvarlanmiyorum artik, boceklerden cok rahatsiz olan bir insanim o yuzden hic bulasmiyorum, onlar mutlu olduklari yerde yasiyolar ben de modern dunyanin nimetlerinden yararlaniyorum :p
0
beriberi
(03.07.17)
(12)

odaya diploma asmak mallık mı?

gates
s.b
s.b
0
gates
(02.07.17)
home ofis ise değil.
0
hasmetizm 2046
(02.07.17)
mallık + eziklik
0
Bruce
(02.07.17)
bence degil, basarilarinla gurur duyman cok guzel birsey bence. tabii bazi insanlar mal bu diye dusunur ama onlara gore her yaptigin malliktir zaten cunku yaptigin seyleri kendin icin degil, onlara hava olsun diye yaptigini dusunurler.
0
beriberi
(02.07.17)
Gereksiz enerji israfı. Onu çerçeveleteceğin zamanı daha iyi şeyler için harcayabilirsin. Üstelik çiğ bir hareket.
0
ruhen hastayim ben
(02.07.17)
çok da şeyapmamak lazım. asan asar. bizi ilgilendirmez.
0
idexo
(02.07.17)
Buna çok heveslendiyseniz bir köşeyi çalışma odası gibi dekore edip; kitaplar çalışma masası ve akademik başarılarım konseptli bir ortam yaratın sırıtmaz o zaman. Aksi halde çok sırıtır.
0
neferkitty
(02.07.17)
Komik bence
0
powerpufgirl
(02.07.17)
Bence değil. Okuldan baydığımda arada düşünüyorum asmayı motivasyon amaçlı olarak ama duvarda rutubet var, diplomalarıma kıyamıyorum sonra.
0
manuel mandalina
(02.07.17)
Artik herkesin diplomasi var. Eger cok fazla sertifikan diploman varsa o ayri.
0
Traveller
(02.07.17)
ne diploması olduğuna bağlı. ben bir gafletle gidip assam mesela kendi müstakbel diplomamı gelip onu kafamda kırsalar kızmam.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(02.07.17)
hiç böyle bir şeye denk gelmedim. saçma bence
0
marul hirsizi
(02.07.17)
Cok onem verilen bir sey ise neden olmasin?
0
buf-e kür
(02.07.17)
(15)

ODTÜ mü Almanya'da sıradan bir üniversite mi?

asuturias
duyuru insanları,eğer imkanınız olsaydı tercihinizi hangi yönde kullanırdınız. (yüksek lisans için soruyorum. ayrıca almanya'daki üniversite burslu olacak)
duyuru insanları,

eğer imkanınız olsaydı tercihinizi hangi yönde kullanırdınız. (yüksek lisans için soruyorum. ayrıca almanya'daki üniversite burslu olacak)
0
asuturias
(02.07.17)
Almanya
0
all girls dream
(02.07.17)
Doyçland..

Almanlıktan aldığım tadi hiçbir şeyden almadım.
0
qazaqwsx
(02.07.17)
Kesinlikle Almanya, ayrıca Almanya'nın sıradan üniversiteleri sıralamalarda ODTÜ'nün üstünde olabilir, buna da bakın
0
gezegen olan pluton
(02.07.17)
turkiyedeki en iyi bolum/universite yerine vasat bir bati universitesini tercih ederdim
0
scars dont fade
(02.07.17)
Hocasına bağlı. Almanya da olabilir ODTÜ de.
0
franz kafka
(02.07.17)
Her ne kadar ODTÜ çok çok iyi bir üniversite olsa da, yurtdışında bilimsel çalışma yapma fırsatı varsa, hele ki Almanya gibi bu konularda çok güçlü bir ülkede, ben de Almanya derdim. Zira yurtdışındaki ciddi üniversitelerde bilimsel çalışmalar çok daha sağlam projelerle, çok daha etkili hocalar ve araştırma ekipleri ile ve daha üst düzeyde yürütülüyor (İstisnalar olabilir genel kanaatimi söylüyorum). Ayrıca yurtdışında bulunacağın bu süre içerisinde yabancı bir çevre yaratma imkanın olacak. Bu da sana ileride çok daha farklı yollar açabilir.
0
puc
(02.07.17)
Her türlü Almanya, çünkü maaşlar € ve alım gücü saçma sapan değil.
0
christopher nolan
(02.07.17)
Bu şekilde soracağın sorulardan faydalı tavsiyeler alamazsın. Hangi bölümü okuyacaksın, ne alanda çalışmak istiyorsun, ileride nerede yaşamak istiyorsun, senin için neler önemli...daha bunlar hemen aklıma gelenleri. 10 rastgele kişiden 8'i Almanya derse Almanya mı seçeceksin anlamadım.
0
hümanist tabutçu
(02.07.17)
Almanya'da özel üniversite ise asla gelme. Bölümün hocalarına bakmanı, fakültenin Avrupa sıralamasına bakmanı tavsiye ederim. Bunlar ODTÜ'den iyiyse tabii ki Almanya. Buradaki ortalama üniversiteler Türkiye'deki çoğu üniversiteden daha çok proje/makale üretir. Ancak bölümü Almanca okuyacaksan ve ileri derecede Almanca bilmiyorsan şimdiden geçmiş olsun.

Duzeltme: Imla.
0
buf-e kür
(02.07.17)
Türkiyede olmayan
0
zirrealist
(02.07.17)
almanya.
0
powerpufgirl
(02.07.17)
Bir de o eğitim dışında hayatınızdan ne bekliyorsunuz? Doğu Almanya 'da küçük bir üniversiteye gidip her gün ırkçılığa maruz kalıp, part-time iş bile bulamayıp sıkılacağınız yere gideceğinize gidin Odtü'ye. Almanya'da her şehir Berlin, Hamburg, Köln değil. Bazı üniversite şehirleri inanılmaz sıkıcı. Bunları da lütfen göz önünde bulundurun.
0
buf-e kür
(02.07.17)
ODTÜ
0
since1907
(02.07.17)
Avrupa'nın çeşitli üniversitelerinde master yapmış insanlarla beraberim bir süredir. Benim lisansım ve masterım ODTÜ'den. Gördüğüm şu ki, onların master tezlerinin sınırları daha belirgin. ODTÜ'de öğrenciye daha fazla sorumluluk, daha fazla özgürlük bırakılıyor. ODTÜ'deki master tezleri, bence akademik ve bilimsel olarak benim gördüğüm Avrupa örneklerinden daha ileride. Ancak iş endüstriye, "bu bilgiler gerçek hayatta ne işimize yarayacak" kısmına gelince, bizimkiler epey geride.

ODTÜ'de master hocaya, bölüme, konuya bağlı olarak çok güzel ya da işkence olabilecekken, Avrupa'da bu iş biraz daha standart gibi. Arada "yahu bu da tez mi" dediğim şeyler de çıkıyor. Örneğin daha bu hafta "ev çatılarındaki açıklık boyutunun belli bir sivrisineğin girişine etkisi" konulu bir master tezini gördüm, bunun yapıldığı okul alanında (tarım ve ormancılık) dünyanın bir numarası. Bunu ODTÜ'de yapmaya kalksan "hadi lan öyle tez mi olur git adam gibi konu bul" derler. ODTÜ'de hocalar, ders içerikleri vs. ne kadar kaliteli olsa da, teknik altyapı olarak epey geride olduğumuzu da hatırlatmakta fayda var. Okulun imkanları daha iyi olsa, bütün o sıralamalarda yerimiz hem daha iyi, hem daha stabil olur.

Bu nedenle bence seçim masterdan sonra ne yapmak istediğine de bakıyor biraz. İş hayatına daha hazır olmaksa Almanya çok daha iyi olur. Ama sonra doktora amacı varsa, bence ODTÜ buna daha iyi hazırlar.
0
ron dennis
(02.07.17)
alamanya
0
dunyanineniyiinsani
(02.07.17)
(5)

maden suyu normal suyun yerini tutuyor mu

kosun lan mevzu var
mesela bir insan hayatı boyunca hiç normal su içmeyip sadece maden suyuyla normal şekilde hayatta kalabilir mi?
mesela bir insan hayatı boyunca hiç normal su içmeyip sadece maden suyuyla normal şekilde hayatta kalabilir mi?
0
kosun lan mevzu var
(02.07.17)
boyle bir tanidigim var almanya'da, gencliginden beri oyle yapiyor. bir saglik sorunu yasamadi simdiye kadar.
0
rucka boji
(02.07.17)
Maden suyu bildiğimiz suyun mineral yönünden daha zengin, ph oranı biraz daha yüksek (Ph düştükçe asidik yükseldikçe bazik/alkali olur, ki yüksek ph her zaman daha iyidir) hali, o nedenle ölene kadar sadece maden suyu içerek yaşanabilir ama düşük sodyum oranlı maden suyu tercih edilirse daha iyi olur.
0
angelus
(02.07.17)
içinde su olan her şey suyun yerini tutar yani kahve, ya da süt içmen normal su içmenle aynı vücut için.
0
gezegen olan pluton
(02.07.17)
Suyun yerini hiç bişi tutmaz.
0
all girls dream
(02.07.17)
Almanya'da icilen su bizdeki Kızılay maden suyu tadında bir sey degil, o kadar sert degil. Wiki'ye göre 5 cesiti var. Mesela dogal maden suyu ve ekstra gaz eklenmis su gibi... O kadar sert olmadıgı icin, icimi de daha kolay ve yeterli miktarda icilebiliyor. Hic icilmese de hayatta kalınır sanıyorum, zira cogu insan normal suyu igrenc bulup icmiyor burada.
0
buf-e kür
(02.07.17)
(5)

İstanbul Üniversitesi vs Bilgi Üniversitesi

leimone
Erkeklik üzerine çalışmak için hem İstanbul Üniversitesi Kadın Çalışmaları hem de Bilgi Üniversitesi Kültürel İncelemeler (burslu) programından kabul aldım. Her ikisi de alanında oldukça başarılı. Bu yüzden kararsız kaldım. Ayrıca, eksileriyle artılarını bir teraziye koyduğumda eşit çıkıyorlar, kara
Erkeklik üzerine çalışmak için hem İstanbul Üniversitesi Kadın Çalışmaları hem de Bilgi Üniversitesi Kültürel İncelemeler (burslu) programından kabul aldım. Her ikisi de alanında oldukça başarılı. Bu yüzden kararsız kaldım. Ayrıca, eksileriyle artılarını bir teraziye koyduğumda eşit çıkıyorlar, karar veremiyorum. bu bölümlerde yüksek lisans yapmışlar, bu üniversite şöyle iyi böyle kötü gibi karşılaştırmalı tavsiyelerde bulunabilirseniz bana pek yardımcı olursunuz.
0
leimone
(01.07.17)
Yüksek lisans tezlerine bi bakın yökten. En kapsamlı en doyurucu tezler bilgi'den çıkıyor. Çok iyi çalışmalar yapılıyor bilgi'de bu konuda
0
mutlusismankedi2015
(02.07.17)
Kültürel Incelemeler'de doktora yapan arkadasım cok memnun. Devlet üniversitesinden mezun biri olarak, olanakları, ögrenci sayısının azlıgı, hocaya 100 tane ders yüklenmemesi ve hocaların genelde hep ögrencileriyle ilgilendiklerini duydugum için Bilgi'ye giderdim.

Duzeltme: Ayrıca yüksek lisans erasmusta bu iki üniversite listemdeyken, bu dönem Bilgi'yi sectim Kültürel İncelemeler'in secmeli ders listesi sebebiyle.
0
buf-e kür
(02.07.17)
Herşey çalışacağın hocada biter.
0
manuel mandalina
(02.07.17)
bilgi döver. sosyal bilimlerde çok çok iyi.
0
pinkpeony
(02.07.17)
erkeklik calisacaksan eger, istanbul üniversitesinde murat iri var. derslerden birisini ondan alacaksin. bunun disinda bilgi de de istanbulda da özel olarak erkeklik calisan kimse yok. türkiye'de ankara kadin calismalari disinda erkeklik calisabilecegin bir yer yok dogru düzgün, oranın da hocalari ya emekli oldu ya da görevden alındı.

bilginin yüksek programları tırt bir de. hayalkirikligi yaşama ihtimalin yüksek.
0
eriksatie
(02.07.17)
(10)

yabancı eş vs. türk eş

fallopian
şimdi benim bir huyum var. eşinin yabancı olduğunu öğrendiğim birine üzülüyorum istemeyerek.konuşup anlaşıyorsunuz ama dil kıvraklığı gerektiren, sadece Türklerin anlayabileceği şeyler otomatikman hayatınızdan yok oluyor. benim herhalde en çok önem verdiğim mecazlı anlatımlar. karşı tarafla bu mecaz
şimdi benim bir huyum var. eşinin yabancı olduğunu öğrendiğim birine üzülüyorum istemeyerek.

konuşup anlaşıyorsunuz ama dil kıvraklığı gerektiren, sadece Türklerin anlayabileceği şeyler otomatikman hayatınızdan yok oluyor. benim herhalde en çok önem verdiğim mecazlı anlatımlar. karşı tarafla bu mecaz frekansını tutturmak yıllar alacak, uluslararasılaşacaksın. Tamam bazen güzel olabilir ama Türkçe de anne sütü gibi bir şey değil mi dostlar? Yani başka dilde aşk olsa bile yavan olmaz mı sevgili duyuru? Ben de 2 defa yabancı birileriyle yemeğe gitmiştim, ayıp olmasın diye. Sarmadı yani, ne bileyim. Sizin düşünceleriniz ne bu konuda?
0
fallopian
(01.07.17)
bence hiçbir sıkıntı olmuyor aksine ikinizin de ana dili olmayan ingilizce ile iletişim kurduğunuzu bildiğiniz için birbirinize karşı daha toleranslı ve anlayışlı oluyorsunuz.

edit: gerçi eş özelinde bahsediyorsan bilemem evlenmedim.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(01.07.17)
1.5 yıl süren yabancı bi ilişkim oldu. sık kullandığım mecazi şeyleri öğretip söylediğimde tam olarak anlamasını sağlamam maksimum 2-3 hafta sürmüştür.

oturup öğreticem desen 1-2 gününü almaz ben kullandıkça açıklıyodum
0
berginyonbaenre
(01.07.17)
bıraksan avrupa'ya koşup sokaklarında evsiz olmaya razı gelecek bir vatan hayını olarak bu konuda seninle aynı fikirdeyim. iki taraf iletiştikleri dili anadil seviyesinde bilmeyince doğal olmayan bişeyler var gibi hissediliyor. hele ki dili iyi kullanmayı bilenler, onunla oynayıp kendini daha iyi ifade edenler için zor olduğunu düşünüyorum.

hoş, 45 kuşak türk olup hala anlaşamadığım o kadar insan varken overall açıdan evlenme kriterlerimi karşılayan bir ingrid için buna takılmazdım ama günün sonunda evet; bi bişeylik oluyor.
0
baba jo
(01.07.17)
2,5 yıl ingiliz bir sevgilim oldu. en son hiç ingilizce bilmeyen bir arkadaşımla neşet babadan ahirim sensini dinleyip tarzanca anlatıyorlardı birbirlerine :). kapıcıya kolay gelsin halil efendi falan diyordu. bizimle fasıla gelip hüzünlü şarkılardan aniden hareketli şarkılara geçişlerimize falan katıla katıla gülüyordu. onun esprilerini anlamadığımda english humour diye dalga geçiyordum, o da benim esprilerimi anlamadığında aynı şekilde dalga geçiyordu, bu durumla eğleniyorduk. karşınızdaki kişiyle ilgili bu durum bence, dil ile değil...
0
Phoebe
(01.07.17)
iliskiye bu yabanci ya da degil gibi bakmadan 'bu insanla anlasiyor muyum, bu kisiden yol arkadasi olur mu' diye dusunebilmek onemli sanirim. Eger kisi onceliklerinizi sagliyorsa yabanci olup olmamasinin bir onemi kalmiyor benim icin. Benim iliskimde esimin mecazi ifadeleri anlamasi ya da anlamamasi 'karin doyurmuyor', baska oncelikleri saglamasi daha onemli. Bu nedenle de bence bu iliskiyi yavanlastiran bir sey degil, ondan daha cok yavanlastiran seyler var. Ama bu sizin iliskinizde farklidir mesela, bu sizin icin olmazsa olmazdir o zaman yapamazsiniz tabii ki. Hem iyi hem kotu yonleri var ama her iliskide var, hangi konular elzem, goturusu getirisi nedir onu tespit etmek lazim.
Bunu turkler soyle boyle demek icin demiyorum, eger ayni sekilde hissettigim ve/veya anlasabildigim kisi turk olsaydi da ben turk istemem, yabanci isterim demezdim.
0
kassiopeia
(01.07.17)
Yavan degil, Umut Sarıkaya karikatürlerine Türk arkadaslarımla da gülüyorum. Eksikligini hissettigim sey, Türkce konusamamak aslında genel olarak. En son 5 yıl önce Türk sevgilim olmustu, o vakitten beri hic boyle dusunmedım, bir eksiklik hic hissetmedim. Baska seyler konu oluyor, baska seylere ironi yapılıp beraber gülünüyor.

Bir de, aynı dil ve kültürden gelmek benim öncelligim degil. Öyle biriyseniz tabii ki mutlu olamayabilirsiniz.

Üzülmeyin yani, o ciftlerin onundeki en son engel belki aynı dilde mecaz frekansı olmaması.
0
buf-e kür
(01.07.17)
Türkçe konuşmaya çalışan ecnebi hatunlar çok sevimli. Bir de onu düşün.
0
arnold schwarzeneger
(03.07.17)
kusura bakma ama hayatımda duyduğum en manasız, en cahilce şeylerden biri olabilir bu. yabancı ya da türk eşi tercih etmek için sebepler vardır, ona diyecek sözüm yok da "mecazlı anlatımlar, türkçe, anne sütü" romantizmi falan çok saçma. evleniyosun yahu kitap çevirmiyosun. yabancı sevgilim varken hiçbir zaman geyik ya da mecaz konusunda sıkıntı çekmedim, aşağı yukarı aynı kafa-zevk insanı olduğunda benzer şeylere gülüp ağlayarak ortak bi kültür zaten oluşturuyosun. ha türkle konuşmak yabancı dilin ne kadar iyi olursa olsun çoooook daha rahat ama bu ilişkiye etkisi olan bi şey değil. anca bu anlamsız romantizm sahiplerinde olur. eşi yabancı olan birine üzülmek ne ya jsfksl
0
der meister
(03.07.17)
şimdiki aklım olsa gavur hatunla evlenirdim.
(mecazdan hoşlanmam.)
0
battal gemalmaz
(03.07.17)
Ben öyle düşünmüyorum ya. Kafalar uyuşunca inanılmaz gırgır şamata dönüyor. Çok eğlenceli oluyor. Hem her geçen gün dil becerilerin de gelişeceğinden kendini çok daha iyi, anadil seviyesinde ifade edebilecek raddeye geliyorsun. Ama böyle önyargılı yaklaşırsan olmaz o iş.
0
i m cool with that
(03.07.17)
(7)

en uzun ne kadarlık vize aldınız?

nemo problemo
önemli nokta biri size sponsor oluyor. yani işyeri sahibi veya çalışan değilsiniz. ailenizden birisi size sponsor oluyor bu durumda ne kadar uzun vize aldınız?ben daha önce 2 kez vize aldım ama şu an durum farklı biraz. banka hesap dökümlerim iyi, üzerime ev tapusu var. abim sponsor olacak. 1 yıllık
önemli nokta biri size sponsor oluyor. yani işyeri sahibi veya çalışan değilsiniz. ailenizden birisi size sponsor oluyor bu durumda ne kadar uzun vize aldınız?

ben daha önce 2 kez vize aldım ama şu an durum farklı biraz. banka hesap dökümlerim iyi, üzerime ev tapusu var. abim sponsor olacak. 1 yıllık vize talep edeceğim. verirler mi acaba şu durumda?

edit: öğrenci değilim. ülke hollanda. 1 sene önce 6 aylık vize almıştım ama o zaman sigortalı çalışıyordum.
0
nemo problemo
(01.07.17)
Hangi ülke için soruyorsunuz?
0
razvan rat
(01.07.17)
Almanya'dan öğrenci olarak ilkinde 3 ay, ikincide 6 ay aldim. Su an çalışıyorum ama yine öğrenci olarak başvuracağım, hedefim 1 yıllık.
0
yaraticinick
(01.07.17)
pasaport süren uzun olsun, bankada 1 gün için 60 euro karşılığı para göster borç falan alıp gerekirse. tapu ve iyi hesap dökümüyle ve öğrenciysen alırsın 1 yıllık.
0
nilmiye
(01.07.17)
4.5 yillik. biz de olay soyle.

sirket uzerinden ilk vizeyi alirsan 1 yil. 2. vizeyi alirsan pasaport suren kadar veriliyor. yani 10 yila kadar yolu var.
0
mayeskuel
(01.07.17)
ilk başvurumda 30 günlük istemiştim 30günlük vermişlerdi. ikinci başvurumda 40 günlük istedim 3 aylık verdiler. ilkinde öğrenci ikincisinde yeni mezun olarak gittim. ülke belçika.
0
trajikomix
(01.07.17)
Burslu ogrenciyim, sponsor gibi sayılır. İki senelik aldım yeni.
0
buf-e kür
(01.07.17)
çalışanım, ingiltere 2 senelik aldım
0
part time pollyanna
(01.07.17)
(3)

Osmanli'da modernlesme birikimini arastirmak

ahm1
Cumhuriyet kurulduktan sonra hizla modernlesme, batililasma adimlari atiliyor, bildigimiz gibi. Bununla birlikte, osmanli'nin son donemlerinde de modernlesme yolunda atilan kucuk adimlar var.Asker sinifinda (subaylarda vs.), aydinlarda bir modernlesme birikiminin zaten oldugunu ve cumhuriyet ile bir
Cumhuriyet kurulduktan sonra hizla modernlesme, batililasma adimlari atiliyor, bildigimiz gibi. Bununla birlikte, osmanli'nin son donemlerinde de modernlesme yolunda atilan kucuk adimlar var.

Asker sinifinda (subaylarda vs.), aydinlarda bir modernlesme birikiminin zaten oldugunu ve cumhuriyet ile birlikte de bunun hayata gectigini dusunuyorum.

Ancak, arastirmak istedigim konu su: modernlesme birikimi tam olarak hangi kesimlerde var? Askerleri ve aydinlarin ne kadarinda var? En merak ettigim ise halkta boyle bir birikim var mi, varsa ne kadar ve hangi bolgedeki halklarda var?

Bu konulari arastirmak istiyorum ama nasil ilerleyecegim, nelere bakacagim, ne okuyacagim, tavsiyesi olan?
0
ahm1
(01.07.17)
kpss tarih bilgisi ile hatirladigim kadariyla 16 ya da 17. yy ile basliyor her sey.

temel bilgileri bu sekilde alsanız ve daha genis bilgiyi de ayrica kitap okuyarak halledebilirsiniz.

ilk yenilesme batililasma donemindaha cok askeri yöndeydi diye hatirliyorum.
0
blue eyes white dragon
(01.07.17)
Bernard Lewis - Modern Türkiye'nin Doğuşu

Niyazi Berkes - Türkiye'de çağdaşlaşma

Erik Jan Zürcher- Modernleşen Türkiye'nin Tarihi (Bir sürü daha eseri var konuyla ilgili)

feroz ahmad modern türkiye'nin oluşumu

carter v findley- modern türkiye tarihi
0
bahcemaruf
(01.07.17)
Modernlesme birikimi sözünden hicbir sey anlamamakla beraber, cok basit cevaplamaya calısacagım: Aradıgınız sey Tanzimat Devri ve sonrasının tarihi. Kücük adımlar yok Osmanlı son donemlerinde, aksine batılı manada devlet kurulmaya calısılmıs. Modern Türkiye sanki topraktan cıkan patates gibi anlatılıyor, Osmanlı'daki her seyi kötü, eski ve Dogulu gosterme hastalıgının ürünü maalesef.

Aydınlar derken(?), Ulema sınıfı var, bu yeniliklere karsılar, cünkü sosyal pozisyonları tehlikeye düsüyor Ilmiye sınıfının.

Modernlesme devlet eliyle yapılıyor, zaten devlette batılılasmayı da, batılı tarzda egitim gormus yeni aydın sınıfı yapıyor büyük oranda. Halk ama hangi halk? Batılasmanın getirdigi yasaların müslümana etkisi baska, gayrimüslime.

Kaynak onerisi, bahcemaruf'un saydıgı basvuru kitaplarına ek olarak:

Mardin, Serif: The Genesis of Young Ottoman Thought.
0
buf-e kür
(01.07.17)
(30)

Üniversiteden kaç arkadaşınızla görüşüyorsunuz?

sorubankasi
Soru başlıkta.
Soru başlıkta.
0
sorubankasi
(01.07.17)
1di 0 oldu. :D mezuniyet 2016
0
glamdr1ng
(01.07.17)
1.

Görüşmek denemez aslında. Arada yazışıyoruz. Farklı şehirlerde yaşıyoruz.
0
i m cool with that
(01.07.17)
0. Bu arada belirteyim üniversite okuyorum, aghshdfs.
0
love my way
(01.07.17)
5 i sık ve aktif, 15-20 civarı.
0
bir ileti paylastim
(01.07.17)
5-6. mezuniyet 2007.
0
sta
(01.07.17)
5 kişiyle görüşüyorum.

İkisi evlendi, biri sonbaharda evlenecek onlarla eskisi gibi görüşemiyoruz ama yine senede birkaç kamp, iftar, ne bileyim kahve için bir araya geliyoruz.
0
chicha
(01.07.17)
2
0
kosun lan mevzu var
(01.07.17)
5 mezuniyet 2010
0
prezarlatif
(01.07.17)
onlarca. etrafim onlarla dolu.
0
kassiopeia
(01.07.17)
1

2009 mezunuyum.
0
wilhelmwasmuss
(01.07.17)
hiç
0
olivia
(01.07.17)
0.
0
sanat guresi
(01.07.17)
Sıfır. Arada instagram fotograflarimizi begeniyoruz iste.
0
moratoryumkisilik
(01.07.17)
Aktif olarak 5 kişi ile görüşüyorum .
0
cabiday
(01.07.17)
Aktif 10 kişi vardır. Görüşmediğim halde,bir işim olsa çekinmeden 200 kişiyi de arayabilirim. 2014 mezuniyetim.
0
fallopian
(01.07.17)
0
mezuniyet 2007
0
füt
(01.07.17)
2 tane çok yakın arkadaşım var üniversiteden. Farklı şehirlerdeyiz şu an ama her gün konuşup haberleşiyoruz. Bunun dışında görüşmeye de çalışıyoruz fırsat oldukça. 1 arkadaşım daha var, eskiden çok yakındık. Sonra başkaları girmişti aramıza ama düzelttik arayı, ayda birkaç kez buluşuyoruz onunla. Aynı şehirdeyiz zaten. Bunların dışında ara ara görüştüğüm 2-3 kişi var ama çok yakın olduğum insanlar değiller.
0
ms brownstone
(01.07.17)
aktif lisanstan 3 y lisans 1 doktoradan 3 kişi.
0
Notts
(01.07.17)
0
0
rayde
(01.07.17)
2
0
tociess
(01.07.17)
0 mezuniyet 2011
0
all girls dream
(01.07.17)
Sık olmasa da görüştüklerimin Slsayısını bilmiyorum ama neredeyse 2 günde 1 görüştüğüm 2 arkadaşım var. Farklı şehirde olmasak daha sık olurdu muhtemelen.
Mezuniyet 12
0
Tyler89
(01.07.17)
bütün yakın arkadaşlarım üniversiteden
5 tanesiyle sık, toplamda 15-20 kişiyle görüşüyorum.
0
cay koy geliyorum
(01.07.17)
merak ettim.

burada 0 yazanlar hangi arkadaslariyla gorusuyorlar

lise mi?
0
kosun lan mevzu var
(01.07.17)
0
0
elorelia
(01.07.17)
@kosun evet lise
0
glamdr1ng
(01.07.17)
Sıfır. Üniversite devam ederken de bölümümden kimseyle görüsmedim. Yüksek Lisans: 2.
0
buf-e kür
(01.07.17)
İlk üniversiteden 6 (1998 mezunuyuz. Farklı ülkelerde yaşadığımız halde yılda en az iki kez görüşürüz, whatsapp grubu gayet aktif)
İkinci üniversiteden 2 (2005 mezunuyum)
Yüksek lisans 1 (mezun olamadım ama onlar 2008 mezunu)

90'larda mezun olduğum liseden 20 kişi her sene iftar için buluşuyoruz, ben 4000km yoldan geliyorum.
0
yontupyontuptasibitirenadam
(01.07.17)
3
0
razvan rat
(01.07.17)
4
mezuniyet 2011
0
yetkili birine benzeyen abi
(01.07.17)
(12)

Bir Konuda Çok Bilgili Olmak

arockm
Merhaba herhangi bir konuda çok bilgili olup, o konuda saatlerce konuşabilirim dediğiniz ne var? Yoksa herşeyden yarım yarım mı?
Merhaba herhangi bir konuda çok bilgili olup, o konuda saatlerce konuşabilirim dediğiniz ne var? Yoksa herşeyden yarım yarım mı?
0
arockm
(30.06.17)
Mısır Mitolojisi diyebiliyorum sadece.
0
buf-e kür
(30.06.17)
az az.
0
nevrochaotica
(30.06.17)
Katil balinalar, Harry Potter
0
dissendium
(30.06.17)
fransız edebiyatı ve ilk çağ felsefesi. tam bilmediğim konular hakkında konuşurken çok tedirgin oluyorum o yüzden elimden geldiğince konuşmamaya çalışırım.
0
theseachange
(30.06.17)
statik, mukavemet, yapı davranışı.
0
tukenmez adam
(30.06.17)
Genelde tam bildigim olmaz, yarimdan hallicedir ama mr fizigi ve oksitosin diyebilirim, iyiyimdir.
0
lamira
(30.06.17)
Uçaklar ve havacılık.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(30.06.17)
grunge, punk, elliott smith, absürd komedi, stand up'lar, korku filmleri, seri katiller, ünlü kişiliklerin özel hayatları, diziler
0
nice tnetennba
(30.06.17)
Scuba dalış, serbest dalış, su altı yaşamı, denizler, okyanuslar vs.
0
peggy
(01.07.17)
rahmetli defne'nin bir programı vardı uzman avı diye, tam o zaman keşfetmiştim ben bir konuda uzman olamadığımı. bana gelse ne seçerdim diye düşündüm çok ama "işte bu" diyebileceğim bir konu gelmemişti aklıma direkt.

o zamandan bu zamana çok bişey değişmedi, biraz maymun iştahlı olduğum için çok şeyden azar azar kapmaya devam ettim ama hala bir uzmanlık alanımın olduğunu sanmıyorum. galiba bir tek quizup'ta rönesans sanatı konusunda derece yapmamı bu konuda bi gösterge sayabiliriz eheh.

bu arada naçizane önerim olsun, uzmanlık alanınız olduğunu düşündüğünüz konularda quizup'ta dünyadan bissürü insanla kapışıp ne kadar uzman olduğunuzu az buçuk ölçebilirsiniz.
0
baba jo
(01.07.17)
dünya coğrafyası. ülkeler, bayrakları, başkentleri, haritadaki yerleri, dilleri, önemli özellikleri, biraz biraz tarihleri vs bi başlasam şöyle minimum 4-5 saat konuşabilirim gibi geliyor. Ülkelerle ilgili bi şeyler öğrenmeyi ve araştırmayı çok seviyorum. Bunlar arasında en iddialı olduğum konu da bayraklar bu arada.

Yukarıdaki konuların çoğunda quizupta min 10 galibiyetlik serilerim vardı ama uzun süre oynamaya üşendiğim için hiç derece yapamadım. Ama arada dünyada top 20'den insanlar geliyordu bu konularda yeniyordum.

Dünya coğrafyası dışında yunan mitolojisini de sayabilirim. Belki biraz da eurovision
0
nundu
(01.07.17)
gerçi kimse tam olarak uzmanım diyemez bu konuda ama türkçe etimolojide iyiyim. bir de daha spesifik ve daha uzman olarak, edip ayel isimli eskilerden bir şairin hayatı sanatı sepeti edebi kişiliği. çünkü bildiğim kadarıyla bu abi hakkında çalışmış 2 kişiden biriyim.
0
wilhelmwasmuss
(01.07.17)
(4)

intihal nedir tam olarak

blue eyes white dragon
tez yazdım ama bolca alıntı, kaynak içeriyor. fakat kaynakça kısmına bunları eklemişim. bu intihal olur mu?yoksa geçen bir başlıkta görmüştüm, hocam %30'dan fazla olmasın diye benimle uğraşıp duruyor.kaynak verilmeden kullanılan yazılar mıdır? kaynak verilmiş olsa da belirli bir oran üzerindeki alın
tez yazdım ama bolca alıntı, kaynak içeriyor. fakat kaynakça kısmına bunları eklemişim. bu intihal olur mu?

yoksa geçen bir başlıkta görmüştüm, hocam %30'dan fazla olmasın diye benimle uğraşıp duruyor.

kaynak verilmeden kullanılan yazılar mıdır? kaynak verilmiş olsa da belirli bir oran üzerindeki alıntılar mıdır?
0
blue eyes white dragon
(30.06.17)
Tirnak icine alarak dogrudan alinti yaptiginiz seyleri kaynakcaya eklediginizde intihal yapmis olmazsiniz fakat bunu ne kadar az yaparsiniz o kadar iyi olur. Olmasi gereken okudugunuz seyi hem metin icerisinde hem de kaynakcada referans gostererek kendi cumlelerinizle yaziya aktarmaktir. Boylece intihalden kacinmis olursunuz.
0
voyager 1
(30.06.17)
Kaynak kullanmak intihal degil elbette, kimse karnından bilim yaratmıyor. Hocası kelimesi kelimesine alıntının yanında kaynagın degerlendirmesini istiyordur dogal olarak. Yani okusun, yorumlasın, eleştirsin diye.

Kaynak vermeden yazılanlar da bile, ki bizde çok severler yaslı profesorler, x soyle der diye atıfta bulunurlar. Ama bunu tez olarak, ya da iyi bir dergiye makale olarak elbette göndermezler.

Eger bir tez yazıyorsan ve yarısı kaynaklı olsa da kelimesi kelimesine alıntıysa, o tezde cümleler arasında baglantıyı kurmakta bile zorlanırsın zaten.
0
buf-e kür
(30.06.17)
tırnak içerisinde olmayan copy paste = intihal
fikri aldınız, atıf yapmadınız, kendi cümlelerinizle yazmadınız = intihal
0
gurur
(30.06.17)
tez yazdım, ali bir makalesinde ''.................'' diyormuş dedim ali'niz tezinden bir paragraf aldım, yanına [1] yazdım, veli bir makalesinde ''...............'' velinin tezinden bir paragraf aldım yanına [2] yazdım. bu böyle gitti.

tezi teslim ettim, turnitine soktular, %40, %50 benzerlikler olduğu göründü. yani bir yerlerden alıntı olduğu görüldü. yanlış anlamadıysam bu %40-%50 olayı tüm tezin içerisindeki benzerlikler oluyor.

bu teze alıntılarım, kaynakçamda belirtildiği için intihal vardır denilir mi? yoksa denilecek tek şey, ''oğlum, sen hiçbir şey yazmamışsın ki hep alıntı, hep başkasının şeyleri bunu bize ben yazdım diye getirme bari'' midir?
0
🌸blue eyes white dragon
(30.06.17)
(2)

Bu bisikletler nasıl?

hepbirarayış
Bu kaçıncı bisiklet sorusu bilmiyorum ama yine de sorucam yoldaşlar.Bisiklet almak istiyorum. Amacım ise haftasonu günlük etkinliklerde beni yormasın ve birkaç yıl sorunsuz şekilde kullanabileyim. Mesela şuanki ekşiduyuru etkinliğine katılabileyim, 10-20 km arası mesafeyi rahatça gidebileyim istiyor
Bu kaçıncı bisiklet sorusu bilmiyorum ama yine de sorucam yoldaşlar.

Bisiklet almak istiyorum. Amacım ise haftasonu günlük etkinliklerde beni yormasın ve birkaç yıl sorunsuz şekilde kullanabileyim. Mesela şuanki ekşiduyuru etkinliğine katılabileyim, 10-20 km arası mesafeyi rahatça gidebileyim istiyorum. Boy da önemli sanırım, boyum, 1.64 civarı.

Bu bisiklet beklentimi karşılar mı? Açıklamaların altında yazan erkek - kadın ibaresi ne kadar önemli?

www.bikeandoutdoor.com

Bir sorunum da evimin küçük olması ve tek koyabileceğim yerin açık balkon olması. Balkonda bisikleti koruyarak kışın nasıl saklayabilirim, öneriniz nedir?

Tikler peşin. hihi.
0
hepbirarayış
(30.06.17)
10-20 km. birkac haftalık yorucu olmayan denemelerden sonra da rahatca sürülür, merak etmeyin. Etek giyiyorsanız ya da dar jean, erkek bisikletinden inmek ölüm gibi olabilir kadın için. Bende de Kron TX 450 var, eger internetten almaz pazarlık yapılırsa biraz 1.300'e Sirkeci'den alınır. Kron 450 daha iyi bir bisiklet, yine kadın bisikleti, ayrıca linktekinden fiyat farkı da çok çok az.

Aluminyum govde olacagı için cok sorun olmaz sanıyorum balkonda. Benim evim de kücük ve birkac bisikletim var, o nedenle soyle bir sey kullanıyorum: Bike lift. Bunu da alternatif olarak düsünebilirsiniz.
0
buf-e kür
(30.06.17)
balkonda kalır da yağmurda ıslanırsa amortisorlü kısımlar paslanabilir. komşunun bisikleti öyle olmuştu,
0
ilkinci
(30.06.17)
(8)

Kırsal yaşama dönüş

sack jparrow
Beyaz yakali kesim para kazanmak araba almak istiyor. Bu yuzden uni okuyup staj vs 25 e geliyor. 3-4 bin civari parayla rahat yasamak icin kili kirk yariyorlar. Kirsal kesimdeki insanlar her ne kadar ciftcinin anasi bellense de daha fazla kazaniyor. Beyaz yaka da bu kesime ufak da olsa hayranlik be
Beyaz yakali kesim para kazanmak araba almak istiyor. Bu yuzden uni okuyup staj vs 25 e geliyor. 3-4 bin civari parayla rahat yasamak icin kili kirk yariyorlar. Kirsal kesimdeki insanlar her ne kadar ciftcinin anasi bellense de daha fazla kazaniyor. Beyaz yaka da bu kesime ufak da olsa hayranlik besliyor. Neden dedenin ninenin isini yapip cok daha fazla kazanarak yasamayi dusunmuyorlar. Spor salonlarinda harcadiklari enerjiyi tarlada ahirda harcayarak arzuladiklari lukse ulasamazlar mi? Bosu bosuna bi donencenin icine giriliyor sanki. Turkiye kurumsal sirketler bazinda hala kole calistirmiyor mu? Gerici bi dusunce olarak degerlendirenlere saygim sonsuz bu arada oinceden soyleyeyim.
0
sack jparrow
(29.06.17)
Kışın buz gibi havada 6 da kalkıp tarlaya git anlarsın neden olduğunu. Bu sıcakta tarım hayvancılıkla falan uğraştığını da düşünebilirsin
0
empedokles
(29.06.17)
empedokles -1

Kışın buz gibi havada mecidiyeköye gittigini düşün, ya da yazın 40 derece sıcağında.

size hayatın şifresini vermek istiyorum.. PATRONUN AĞIZ KOKUSU...

O kadar leş bir kokudur ki köyün delisi yapar adamı kaçmak için.
0
binder dandet
(29.06.17)
verimli bir bölgede, çiftlik veya tarla alıp ekim dikim yapmak istedin diyelim
sermaye gerek. dedenden kalmadıysa bu sermaye öyle az buz da değil bir traktör mesela arabadan daha pahalı. tarım araçları, çiftlik kuracaksan hayvanlar, ilacı, sigortası vb.

İşin içinden gelmiyorsan üründen, maldan anlamıyorsan zaten işin yaş. Beyaz yakalı daldan kiraz toplamayı bilmiyor kaldı ki gübre bilecek, susayan, böceklenen ürünü, memesi ağrıyan hayvanı bilecek. bunları bilmiyorsan iş yaptırabilmen lazım. işi bilen adam neden senin yanında çalışsın? tr'de işi bilen zaten kendi işini yapıyor. üstelik inşaat işçisi, ırgat, maraba çalıştırmak zordur. beyaz yakalı ona laf anlatamaz, o beyaz yakalının dilinden anlamaz.

bizim ülkemizde ilçe tarımlar tamamen siyasetle döner. mazot teşvikini alamazsan, gübreni alamazsan, çiftçi evraklarını onaylatamazsan aferdesin sıçarsın. Çiftçilerin %90ı krediyle yaşıyor. Öyle muhalif adamı her yerde yaşatmazlar (muhalif değilsen ayrı tabi).

ha ama mesela işi biliyorsundur, yerin vardır, pazarın hazırdır, olur tabi. muğla ortacada kuşkonmaz yetiştiren bir kadın var ODTÜlü. ailesinin tarlası, kız da y.dışı bağlantısı yapmış. etraftaki köylü kadınları çalıştırıyor. böyle niş ürün yapar satarsan olur.
0
niye ama
(29.06.17)
kırsal yaşam şehirlinin kaçış edebiyatı bir nevi. şehirlinin "pembe götünün" köy ortamına 3 günden fazla dayanacağını sanmıyorum. istanbullu adam ankara'ya gelince "bu ne ya köy gibi" diyip 2 günde sıkılıyor. hayal ama güzel bir hayal tabii.

belki ben de ilerde yaşarım (yaşamadı)
0
doxanikee
(29.06.17)
ben yörük kızıyım. ata sporu bizde çobanlık ama şu anda 1 tane çobanlık yapan adam yok.
kimse üstü başı kirlensin, yabanda yazıda yatsın, facebook'tan instagramdan uzak kalsın istemiyor. 2 gün güzel doğal hayat 3. gün bıkar kaçar büyükşehirden gelen de.

süt için büyükbaş hayvan yetiştiriyorlar şu anda 12 ay kapalı ahırda bizim hayvanlar. yengemlerin sadece sabah 1 saat akşam 1 saat makineleri takmak çıkarmak için mesaisi var. bundan bile şikayetçiler. hayvanlar var diye sağa sola rahat gezmeye gidemiyorlarmış. ahırda 15 20 inek var yağı peyniri hazır alıyorlar, şehirden. kim yapacak?
bu yengemler instagramda foto beğeniyormuş -instagramım yok benim.
düşün yani anadolu köylüsü bu. çalıştıracak adam bulamazsın.
0
niye ama
(29.06.17)
Kendimden örnek verirsem şehirde büyüdüm. Annem babam akrabalar okuduğu için başka bir rol modelim yoktu. Bende o yolu seçtim tabi. Bana şimdi sorarsan doğal ortamda yaşamak iyidir hoştur derim ama orada yaşama kabiliyetlerim gelişmemiş.

Köyde annesi babası çiftçi olan birisi ise bakıyor işler zor. Tv girmeyen köy de kalmadı. Tv lerde büyükşehirlerin hep iyi yanları gösterildiği için özeniyor. O da ya okuyarak ya da başka fikirlerle şehirlere göç ediyor. Tarlaları ekip biçenlerin giderek azalması bu sebepten. Büyük araziler miras yoluyla parçalanıyor daha sonra satılıyor.

Tekrar bana gelirsek mesela günün birinde bir arazim olsun ve doğal yaşam süreyim isterim ama bunu keyif için yapmam lazım. Zorunluluk haline gelirse bir anlamı kalmaz. Uzun yıllar şehirde kalıp kendi imkanlarına göre bir yer alıp meyve sebze ekenler mutlular gördüğüm kadarıyla.
0
hayde bre
(29.06.17)
Koy romantikleri dısında kimse kırsal yasamın parcası olmak istemiyor. Bir seye donus icin, orada olmak gerekmez mi? Üc kusak Istanbul'da dogmus ve büyümüs, nereye geri döneyim mesela? Kücük sehirde (1 milyondan fazla insanın yaşadığı Avrupa şehri) bile rahat edemezken hem de. Kırsal yasam hayat standartlarımı yükseltmeyecek ki. Hayat standartı, daha iyi kazanmak degil. İstanbul'da 3 birim kazanıp sürünülür, ama Berlin'de 3 birime cok rahat yasanır mesela. Spor salonu ile tarla karsılastırması da cok cok ilginc. Biri hobi biri is.

Kendini sehir yasamında mutsuz hisseden varsa sayet, tabii ki gitsin kırsalda da yasamayı denesin. Ama bahsettiginiz insanlar sehirde kalıp, sosyal olanaklarından yararlanıp daha iyi yasama amacında.
0
buf-e kür
(29.06.17)
@doxanikee demek istediğim buydu biraz da
0
🌸sack jparrow
(29.06.17)
(5)

yurtdışı gezisinde çamaşır yıkamak ve kurutmak

diffarentiationation
14 kişilik odada hostelde kalacağım. hostelde çamaşır makinasını çalıştırmak 7 euro imiş. ben de bim'den 4 liraya aldığım boxer'larımı düşünerekten o paraya yenisini alırım diyerek kullanmayacağım tabiki.banyo yaparken çamaşırları sabunlasam yeterli olur mu? başka temizleyici mi kullansam? kurutmayı
14 kişilik odada hostelde kalacağım. hostelde çamaşır makinasını çalıştırmak 7 euro imiş. ben de bim'den 4 liraya aldığım boxer'larımı düşünerekten o paraya yenisini alırım diyerek kullanmayacağım tabiki.
banyo yaparken çamaşırları sabunlasam yeterli olur mu? başka temizleyici mi kullansam? kurutmayı nasıl yapayım? yer olmaz ki çamaşır asacak?
0
diffarentiationation
(29.06.17)
çamaşır makinesi olan alanda kurutmalık askı filan olur -muhtemelen. çamaşırhanelerde de oluyor.
banyo yaparken çamaşırları sabunlasam yeterli olur mu: yani büyükannelerimiz senelerce öyle yıkamış :) hele günlük çamaşır değiştirecekseniz, sabunlasanız hijyen eksikliğinden ölmezsiniz. makine bulunca yüksek derecede yıkarsınız.
0
niye ama
(29.06.17)
hostelde bulduğun yere as gitsin kardeş, millet kafasına göre asıyor zaten. rahat ol kasma bu çamaşır işini.
0
ada meltemi
(29.06.17)
Scrubba´yi eger uzun bir tur yapacaksaniz ya da sikca geziyorsaniz normalde de tavsiye ederim. Kiyafet giyip atmak korkunc bir sey gibi geliyor bana. Israfin dip noktasi, kumas icin harcanan su ve kolelik gibi iscilik demek ucuz tekstil... Herkesin kendi bilecegi bir sey tabii.

Temizleyici olarak, bildiginiz renksiz sabun en dogali. Kimyasalla yikamayin, iyice durulama da yapamayacaksiniz deriniz ciddi tahris olabilir.
0
buf-e kür
(29.06.17)
Olur olur.

Yatak basina da asarsin. Her gun yikarsan sabahina kurur zaten (ya da aksamina)
0
kuehles blondes
(29.06.17)
Yalniz kokar o oda camasir kurutucam derken millettle ppaz olursun nem kokmasin dikkat et.
0
condom kurşunu
(29.06.17)
(19)

Caniniz cok sikkinken ne yapiyorsunuz?

neumann
evet neler yapiyorsunuz?
evet neler yapiyorsunuz?
0
neumann
(29.06.17)
Kafamı dağıtacak şeyler yapıyorum. Birazdan cevaplar gelir zaten, çoğu kişi benzer şeyler yazar. Benimkiler şunlar: duş, kişisel bakım, müzik, komik filmler & diziler, uzun doğa yürütüşleri, alışveriş.
0
i m cool with that
(29.06.17)
koşuya çıkıyorum.
0
embermane
(29.06.17)
Bisiklet sürüyorum, sinemaya gidiyorum. Evde kaldığım zaman yüzde doksan canım daha da sıkılıyor. Kendimi dışarı attıktan sonra sakinleşmeye başlıyorum her ne yaparsam yapayım.
0
chicha
(29.06.17)
Uyurum
Cilt bakımı yaparım
Ve yine uyurum
0
cabiday
(29.06.17)
kendimi sokaklara atayim en iyisi.
0
🌸neumann
(29.06.17)
1-9 arasi sikintimi oylayacak olursam:

1-3 arasi: sarap iciyorum.
4-6 arasi: sarap icerek banyo yapiyorum.
6-9 arasi: sarap icerek yaptigim banyoda siziyorum.

Mesela simdi sadece sarap iciyorum. Demek ki asiri sikkin degil canim.
0
lamira
(29.06.17)
anlatılacak birşeyse arkadaşlarla dışarı çıkar içerim, sonra kendimi eve bıraktırır, sızarım.
anlatılacak gibi değilse kendi başıma içer, dışarda yürürüm. sonra eve gelir sızarım.
0
battal gemalmaz
(29.06.17)
film veya yabancı dizi izliyorum. son 2 yılda 300 film, 20 yabancı dizi izledim.
0
steve rogers
(29.06.17)
hiç tarzım olmamasına rağmen açıp shakira dinliyorum.
çok saçma, biliyorum.
0
yaraticinick
(29.06.17)
Müzik dinliyorum.
0
dissendium
(29.06.17)
Kulaklığımı takıp yürüyüşe çıkıyorum genelde. Çok büyük ihtimalle de Kadıköy'e gidiyorum çünkü Kadıköy'de olmak nedense huzur veriyor bana senelerdir. Gece gelen saçma ataklarda da genelde ağlıyordum ama atlattım artık bunu şükür. Ağlamak yerine bir şeyler izlemeye ya da muhtemelen hiç gidemeyeceğim tatil planları yapmaya başlıyorum geceyse ve dışarı çıkamıyorsam.
0
ms brownstone
(29.06.17)
çay içiyorum, bira içiyorum.
0
cay koy geliyorum
(29.06.17)
Canım çok sıkkınsa ben de uyurum. Az sıkkınsa kafamı dağıtmaya çalısırım. Birileriyle sohbet etmek dışarı cikmak gibi.
0
aquarium
(29.06.17)
bol bol uyuyorum
0
orpheus
(29.06.17)
Gece degilse bisiklete biniyorum, canim cikana kadar geri gelmiyorum. Tembelsem ve canim sikkinsa tatli yiyorum. Kahrolsun duygusal yemeler.
0
buf-e kür
(29.06.17)
Dizi-film izlerim.
Spor yaparim.
Park-bahçe geziyorum.
Gidip Moda sahilinde veya bir kafede kitap okuyorum.
Sevdigim insanlarla gorusurum.
Hayat cok kisa, sıkılmaya hiç gerek yok.
0
chitosan
(29.06.17)
sessizce içime kapanıyor, geçmesini bekliyorum.
0
filteria
(29.06.17)
friends izliyorum
0
condom kurşunu
(29.06.17)
Şuan canım sıkkın ve kafam dağılsın diye burdayım.
0
kismisolungac
(29.06.17)
(6)

avrupali memurlarin biraz yavsak olmasi

mayeskuel
aga var boyle birsey bence. insiyatif alma, yardimci olma, empati yapma yetenekleri sifir. ne zaman bir isim dusse, boka sarsa hic cozum bulamiyorum. hollandasi, isvicresi, almanyasi ayni bok.bizde yok, biz yapmiyoruz, bilmiyorum gibi aptal saptal cevaplar. oturup dinleme, cozum arama, bu adam kac s
aga var boyle birsey bence. insiyatif alma, yardimci olma, empati yapma yetenekleri sifir. ne zaman bir isim dusse, boka sarsa hic cozum bulamiyorum. hollandasi, isvicresi, almanyasi ayni bok.

bizde yok, biz yapmiyoruz, bilmiyorum gibi aptal saptal cevaplar. oturup dinleme, cozum arama, bu adam kac saat kuyrukta beklemis acaba vs..hic bir nezaket yok. robot gibi maasini ver, gorev tanimini yap, cikis saatini belirle hiyar gibi uygulasin.

evet ne dusunuyorsunuz?
0
mayeskuel
(28.06.17)
Avrupali derken Turk mu demek istedin? Kafam karisti. Email atinca cevap veren memurlar var!
0
Traveller
(28.06.17)
hem iyi, hem kötü...

ben mesela avrupa'nın bir şehrinde 6 saat sıra bekledikten sonra "üzgünüz sıra fişi kalmadı :(" uyarısı alıp tırıs tırıs eve dönmüştüm. sıra fişi, yani kaç tane olacağı önceden belli olan bir şey, eğer 500 sıra verilecekse bir gün sıraya bakarsın 550 kişiden sonrasına dersin ki "bugün size sıra gelmez muhtemelen, eve gidin yarın erken gelin" ama işte bunu bile düşünemiyorlar.

onun dışında para üstünü tam verdirme konseptini hiç anlamıyorlar, ona çok içerliyorum. hadi 5,10 euro tutan şeye 10,10 verince 5 euro para üstü vermeyi akıl edebiliyor bazı kasa görevlileri ama diyelim 6,60 euro tuttu 12 euro verdin, orada kitleniyorlar.

böyle dertlerimiz var işte, allah başka dert vermesin.
0
luchetti
(28.06.17)
8 yildir bu guzel memurlarla bir sekilde iletisim halindeyim. Yardimci olmaya calisanlarla "sadece" gorev tanimiyla ilgilenen memurlar arasinda ne gibi bir belirleyici fark oluyor hala cozemedim. Demek istedigim su: Bir seferinde yasli kadin memur yardim ederken diger seferinde genc erkek memur elinden geleni yapiyor. Bazen yabanci asilli memurlar daha yakinken bazen ayni kategorideki memurlar yuzume bakmadan cevap veriyor ve elbette verdigi cevap bana yardimci olamiyor.

Ben onun icindir ki genelde yerel bir arkadasimdan ya da tanidiktan yardim aliyorum, mini cakalliklari ogreniyorum. Bir de sevimli oluyorum, oyle gorunuyorum, daha sicak davraniyorlar bence ^^
0
lamira
(28.06.17)
Bazi ulkelerin burokrasisi Türkiye´dekinden beter. Asla gönul/hatir isi olmuyor. Bazen cok mantiksizca, en pratik olmayan yolu seciyorlar, evet cozum odakli da degiller. Nezaket konusunda herkes ayni degil. Ben soguk Alman´i, her dakika "lovely, ahh lovely" diyen Londrali amcaya tercih ediyorum. Gorevini yapsin, hiyar gibi uygulasin daha iyi bence.
0
buf-e kür
(28.06.17)
Görevleri neyse o kadarını yapıyorlar. Geri kalanı için "Bu benim sorunum değil." favori cümleleri. Hepsini genelleyemem yine de.
0
Lim5
(28.06.17)
Bizim turk konsolosluklarina hafif efor isteyen bi isin dussun de gor gununu diyorum. Gider helgayi fransuvayi agzindan opmek istersin.
0
beriberi
(28.06.17)
(2)

Ankara'da ders calisilacak cafe

dedim dedim de kime dedim
Cumartrsiye kadar ankara'dayim ve bana calisacak bir yer lazim. Mumkunse starbucks olsun sessiz sakin bir yer olsun. Nereleri onerirsiniz? Sabah girip aksam cikicam oyle bi yer olsun.Bira icilcek yer de olur
Cumartrsiye kadar ankara'dayim ve bana calisacak bir yer lazim. Mumkunse starbucks olsun sessiz sakin bir yer olsun. Nereleri onerirsiniz? Sabah girip aksam cikicam oyle bi yer olsun.

Bira icilcek yer de olur
0
dedim dedim de kime dedim
(28.06.17)
Karanfil´deki Starbucks. Bulten Sokak ustundeki Cafe Umumi Kutuphane.
0
buf-e kür
(28.06.17)
3.cadde caribou,starbucks,gloria jeans olur.sakin oluyor genelde
0
mukon
(28.06.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.